ORKESTRA SANATÇILARINDA AFFERENT ve EFFERENT İŞİTME SİSTEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Abstract

Amaç: Orkestra sanatçılarında afferent işitme sistemini saf ses odyometri, yüksek frekans odyometri, geçici uyarılmış otoakustik emisyon ile; efferent işitme sistemini ise medial olivokoklear kompleks supresyon testi ile incelemektir. Gereç ve Yöntem: Aynı orkestrada çalan en az 5 yıl deneyimi olan 30 sanatçı ve kontrol grubu olarak müzik icra etmeyen 30 gönüllü alınmıştır. Saf Ses Odyometri (SSO) ve yüksek frekans odyometri ile işitme eşikleri değerlendirilmiştir. Transient uyarılmış otoakustik emisyon (TEOAE) testiyle ilk olarak kontralateral akustik stimülasyon (KAS) verilmeden önce ölçümler alınmış, daha sonra 70 dB dar band gürültü ile KAS verilerek aynı anda TEOAE testiyle medial olivokoklear kompleks refleksi (MOCR) ölçülmüştür. Ortalama prova süreleri günlük 4 saat; ortam gürültüsüne maruz kalma süreleri haftada 20-35 saat arasında değişmektedir. Bulgular: SSO eşiklerine göre; orkestra çalışanlarında 16 kHz’de özellikle sol kulakta anlamlı bir eşik yükselmesi tespit edilmiştir (orkestra grubu 42,17 dB; kontrol grubu 31,83 dB). TEOAE amplitüdleri, orkestra sanatçılarında tüm frekanslarda anlamlı derecede azdır (p<0.001). Orkestra sanatçılarında kontralateral akustik stimulasyon verildiğinde; 1, 2,4 ve 8 kHz frekanslarında anlamlı olarak TEOAE emisyon değerlerinde belirgin bir azalma tespit edilmiştir (p<0,05). Orkestra sanatçılarında prova süresi arttıkça TEOAE değerlerinde azalma gözlenirken; kontralateral supresyon değerlerinde anlamlı bir farklılık olmamıştır. Sonuç: Orkestrada çalan sanatçıların işitme sistemi değerlendirilmesinde, saf ses odyometri tek başına yeterli değildir. İşitme takibinde yüksek frekans odyometri ve otoakustik emisyonun beraber kullanımının gerekli olduğu bu çalışmada vurgulanmaktadır. Orkestra sanatçılarında medial olivary kompleks refleks aktivitesinin değerlendirilmesi önemli olmakla beraber müzisyenlerin işitme takibinde medial olivary kompleks refleks aktivitesinin tek başına kullanımı ile ilgili prospektif uzun dönem çalışmalara ihtiyaç vardır.