Adaletin sağlanması insanların şikâyetlerini doğrudan veya dolaylı olarak bir kuruma sunabilmesiyle mümkün olmuştur. Bu amaçla Osmanlı taşrasında adaletin ilk
basamağını oluşturan kadı mahkemeleri kurulmuş ve bu mahkemeler yargı fonksiyonunu yerine getirmişlerdir. Din ve millet ayrımı yapılmaksızın Osmanlı’da haksızlığa uğrayan herkes, bu kurumlar aracılığıyla haklarını elde etmişlerdir. Yerelde haklarını elde edemeyenler ise adaletin son başvuru mercii olan Divân-ı Hümâyun’a müracaat etmişlerdir. Divân-ı Hümâyun doğrudan padişaha bağlı bir kurum olarak çalışmış ve gelen şikâyetler padişah adına görüşülüp karara bağlanmıştır. Divân-ı Hümâyun’da görüşülen şikâyet konuları ilk zamanlarda Mühimme Defterlerine kaydedilirken 1649’dan itibaren Şikâyet Defterlerine, şikâyetlerin artmasıyla birlikte 1742 yılından itibaren Eyalet Ahkâm Defterlerine kaydedilmiştir. Çalışmanın konusu Bosna ve Bosna’ya bağlı çeşitli yerleşim birimlerinden Divân-ı Hümâyun’a akseden şikâyetlerin kaydedildiği Bosna Ahkâm Defterleridir. Söz konusu defterlere 1742-1825 tarihleri arasında kaydedilmiş hükümlerin ışığında, Bosna ve çevresinde tımar sisteminin işleyişine dair bilgiler elde edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca Ahkâm Defterlerinde; yönetici-yönetilen ilişkisi ve tarafların birbirlerine karşı yükümlülükleri, toprak ve toprağa bağlı vergiler, tımar topraklarından göçler, problemler ve bu problemler için verilen hükümler incelenmiştir. İlgili hükümler çalışmanın içerisinde verilen örnekler dâhilinde kullanılarak yorumlanmıştır.