Aydınlatılmış onam ve beraberinde gelen tıbbi işlem ve tedaviyi reddetme hakkı, çocukluk çağında ebeveynler veya yasal temsilciler tarafından kullanılmaktadır. Bu çalışma, çocukluk çağında reddedilen tıbbi işlem ve tedavilerin neler olduğu ve kliniklere göre dağılımı ile ret sonrası çocuk istismarı ve ihmali açısından bildirim sıklığının saptanması amacıyla yürütüldü. Gereç ve Yöntem: Bu kesitsel araştırma, üçüncü basamak olarak hizmet veren ve aynı zamanda eğitim araştırma hastanesi olan bir çocuk hastanesinde yapıldı. Hastanemiz acil servis, yoğun bakım üniteleri, tüm genel pediatri, yan dal ve cerrahi kliniklerinde 1 Ocak-30 Haziran 2019 tarihleri arasında izlenmiş tüm hastaların, hastane veri tabanındaki dosyaları geriye dönük olarak incelendi. Belirtilen çalışma süresi boyunca tıbbi işlem ve tedavi reddi yapılan tüm hastalar çalışmamıza dahil edildi. Bulgular: Çalışma grubu, çalışma süresince tıbbi işlem ve tedavisi, bilgilendirilmiş ret formu imzalanarak reddedilen 348 hastadan oluştu (ortanca yaş: 1 yaş 9 ay; Erkek/Kız: 197/151). Genel ret oranı %2,7 (348/12844) olarak belirlendi. Tıbbi işlem ve reddin en çok oluştuğu birimin acil servis olduğu görüldü. En sık reddedilen durum, hastaneye yatırılarak izlem (303/348; %87), en sık reddedilen girişimsel işlem lomber ponksiyon (18/39; %46) idi. Yoğun bakımlar ve palyatif bakım ünitesi dahil olmak üzere, çalışma grubunda yaşam sonu desteği reddedilen olgu saptanmadı. Hastaların sadece %7,5'i çocuk ihmali olarak değerlendirilerek adli ve idari makamlara bildirilmişti. Sonuç: Son yıllarda giderek arttığı bildirilen, tıbbi öneriye rağmen hastaneden ayrılma, çalışma grubumuzda en sık rastlanan ret şeklidir. Tıbbi işlem ve tedavisi reddedilen çocuklar, çocuk istismarı ve ihmali açısından dikkatli değerlendirilmelidir.