Biyoteknoloji, gıda, tarım, sağlık ve sürdürülebilir sosyo-ekonomik kalkınma için büyük bir potansiyel sunmaktadır. Bununla birlikte, biyoteknoloji dünya çapında insan ve çevre güvenliği için potansiyel biyolojik tehlikeler de içermektedir. Bu nedenle biyoteknolojik uygulamaların kullanıma sunulmadan önce risk değerlendirilmesi gereklidir. Güvenliğe uygun olduğu kanıtlandıktan sonra ticari olarak kullanılabilir hale getirilmelidir. Uluslararası toplum, biyoteknoloji araştırmalarındaki riskleri biyogüvenlik aracılığıyla yönetmektedir. Toplumun biyogüvenlik farkındalığı ise biyogüvenlik eğitimi ile sağlanmaktadır. Eğitim sırasında biyogüvenlik ile ilgili problemleri ele almak, öğrencilerin bilgi, beceri ve tutumlarını geliştirmektedir. Toplum için oldukça önemli olan biyogüvenlik konusunda ulusal ve uluslararası sınırlı çalışma bulunmaktadır. Alana katkı sağlayabileceği düşünülerek bu çalışma tasarlanmıştır. Çalışmanın problem cümlesini yaşam temelli öğrenme ve işbirliğiyle öğrenme yaklaşımlarının 8. Sınıf öğrencilerinin biyoteknoloji ve biyogüvenlik konularına karşı duyarlılık üzerine etkisi var mıdır? sorusu oluşturmaktadır. Çalışmada karma araştırma yöntemi kullanılmıştır. Nicel araştırma yöntemi için yarı deneysel model; nitel araştırma yöntemi olarak da durum çalışması kullanılmıştır. Çalışma kontrol grupsuz iki deney grubu ile yapılmıştır. Biyogüvenlik eğitimi uygulamaları deney 1 grubu öğrencilerine yaşam temelli öğrenme yaklaşımı ile deney 2 grubu öğrencilerine ise işbirlikli öğrenme yaklaşımı yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu deney 1 grubu 22, deney 2 grubu 22 olmak üzere toplam 44 öğrenci oluşturmuştur. Araştırma, 10 haftada toplam 20 ders saat sürmüştür. Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen Biyogüvenlik Duyarlılık Anketi ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda hem yaşam temelli hem de işbirliği ile öğrenme yaklaşımlarının ortaokul öğrencilerinin biyoteknoloji ve biyogüvenliğe yönelik duyarlık geliştirmesinde etkili olduğu bulunmuştur.