Akciğer kanseri tüm Dünya'da kansere bağlı ölümlerin önde gelen nedenidir (1,2). Akciğer kanserlerinde tedavi kararı başlıca tümör histolojisi, hastalığın evresi ve yaş, pulmoner fonksiyonlar ve ko-morbiditeler gibi hasta ile ilişkili spesifik özellikler doğrultusunda verilir. Tedavi seçeneklerini belirlemek, prognozu ön görebilmek için en önemli aşama evrelemedir. Tanısal yöntemlerle ayrıntılı bir evreleme yapılmasına rağmen klinik evre ve patolojik evre uyumu %50-60 olarak bildirilmektedir (3,4). Küçük hücre dışı akciğer kanserinde (KHDAK) 5 yıllık sağkalım %18'dir, evre 1 ve 2, anatomik rezeksiyon uygulanan olgularda ise sağkalım %60-80 olmaktadır (5). Lokalize, evre 1 ve evre 2 hastalık tüm KHDAK'nin %30'unu oluşturmaktadır.Medikal olarak cerrahiye uygun, mediyasten invazyonu olmayan non metastatik evre 1 ve 2 hastalarda standart tedavi yaklaşımı; cerrahidir (5,6).Bölgesel tedavi planlanan tüm hastalarda operasyon öncesi kardiyopulmoner risk değerlendirilmelidir (7). Hastanın kardiyopulmoner yeterliliği değerlendirildikten sonra risk spesifik modeller ile operasyon sonrası mortalite ve morbidite belirlenmelidir. Özellikle 65 yaş üzeri hastalar yaş ve yaşam stili ile ilgili çok sayıda komorbiditeye sahip olabilir. Akciğer kanserine yönelik tedavi yaklaşımları pulmoner ve vasküler rezervde azalmaya neden olacaktır, bu nedenle tedavi öncesi dikkatli bir değerlendirme gereklidir (Şekil 1). Cerrahi adayı hastalarda operasyon sonrası mortalite ve morbidite, operasyon öncesi birinci saniyede zorlu ekspiratuvar volüm (FEV1) ve karbonmonoksit difüzyon kapasitesi düzeyleri ile öngörülebilir (8
Öz AbstractAkciğer kanseri kadınlarda ve erkeklerde tüm Dünya'da kansere bağlı ölümlerin ilk sıra nedenidir. Her yıl 1.8 milyon yeni akciğer kanseri tanısı konmakta, bu nedenle 1.6 milyon ölüm bildirilmektedir. Akciğer kanserli hastaların halen büyük bir bölümünün ileri evrede tanı almasına rağmen erken tanıya yönelik yüksek riskli hastalarda tarama modelleri ve yeni tanı yöntemleri geliştirilmiş, yine bu doğrultuda cerrahi ve geleneksel cerrahiye uygun olmayan hastalara yönelik tedavi modelleri geliştirilmiştir. Hastalığın tedavisi hücre türüne, tümörün evresine, moleküler özelliklerine, hastanın genel medikal durumuna göre planlanmaktadır.