İzlenim yönetimi kişinin, karşı tarafın kendisine ilişkin izlenimlerini kontrol etme ve yönetme sürecidir. İzlenim yönetimi sosyal hayatın bir parçası olmak, yaşanılan topluma ait hissetmek, maddi ve manevi faydaları arttırmak, saygınlık kazanmak ve herkesin kabul ettiği bir birey olmak için kullanılmaktadır. Metaverse ise fiziki olmayan, dijital bir yaşam alanı, sanal bir evrendir. İnsanlar bu sanal evrende kişinin kendi yarattığı avatarlar aracılığıyla temsil edilmektedir. İnsanların artan sosyal medya platformları neticesinde maruz kaldığı “farklı olmak, sıra dışı olmak, kendini var etmek istediği biçimde davranmak” gibi söylemler gündelik hayatta aşırılıkları da beraberinde getirmiştir. Günümüzde her alanda olduğu gibi sosyal ortamlarda ve Metaverse gibi sanal ortamlarda da aşırılığı deneyimlemek, “farklı” olmak, sürüden ayrılmanın sarsılmaz bir kuralına dönüşmüştür. Görülme, duyulma, izlenme, dikkat çekme, onaylanma, beğenilme gibi arzular sosyal medyadaki izleyiciler yoluyla tatmin edilmesi gereken sıradan, günlük hayatın rutin bir parçası olmuştur. Günümüzde gittikçe artan karşı tarafın izlenimlerini yönetme isteği ve sanal bir evrende, kendi istediğin gibi bir görüntü ile var olabilme meselesi bu durumların insanlığı bir ütopyaya mı yoksa bir distopyaya mı götüreceğini sorgulamaktadır. Ancak insan hayatının giderek distopyalaştığı düşünülmektedir. Bu bağlamda Metaverse ve izlenim yönetimi kavramları 1984 romanı üzerinden incelenmekte; persona, panopticon, gözetim toplumu, eril bakış ve dişil bakış kavramları üzerinden analiz edilmektedir.