Vezikoüreteral reflü (VUR), üreterin mesane içine giriş yerinin yetersizliği sonucu idrarın mesaneden üreterlere ve renal toplayıcı sisteme geriye kaçışını ifade eder. Vezikoüreteral reflü bakterilerin mesaneden üst üriner sisteme taşınmasını sağlayarak piyelonefrite yol açabilir. Piyelonefrit sırasında oluşan yangı bir veya her iki böbrekte renal parenkimal hasar (RPS) olarak adlandırılan kalıcı zedelenmeye neden olabilir. Günümüzde RPS tanısı için kullanılan yöntem statik kortikal renal sintigrafidir, teknesyum-99m-dimerkaptosüksinik asit kullanılarak yapılır. Vezikoüreteral reflünün uzun dönem komplikasyonu nefropatidir. Reflü nefropatisi (RN), VUR'a ikincil olarak gelişen RPS oluşumu ve böbrek fonksiyonlarında bozulmayı ifade eder. Hipertansiyon, proteinüri, kronik böbrek hastalığı ve son dönem böbrek hastalığı RN'nin iyi bilinen uzun dönemdeki komplikasyonlarıdır. Biz bu derlememizde ülkemizde ve gelişmekte olan ülkelerde halen büyük bir morbidite nedeni olan RN'ne dikkatleri çekmek istedik.anaHtaR sÖzcÜKLeR: Vezikoüreteral reflü, Renal skar, Reflü nefropatisi, Hipertansiyon abstRact Vesicoureteral reflux (VUR) is the abnormal flow of urine from the bladder into the upper urinary tract. In the majority of cases, it occurs as a result of a primary maturation abnormality of the vesicoureteral junction. When VUR is associated with bacteriuria, the possibility of pyelonephritis with subsequent renal scars increases, theoretically as a result of bacteria being more readily conveyed to the renal parenchyma. The ultimate evaluation for renal scars is done through a cortical renal scan using technetium-99 labeled dimercaptosuccinic acid. The long term complication of VUR is nephropathy. Reflux nephropathy (RN) is defined as the formation of renal parenchymal scarring and renal function impairment induced by VUR. Hypertension, proteinuria, chronic kidney disease and end stage renal failure are well-recognized sequelae of renal scars. In this review we tried to emphasize the importance of RN which is stil a significant cause of morbidity especially in developing countries.