Hukukun işleyişindeki temel amaç adaleti sağlamaktır. Adalet ise mülkün (devletin) temelidir. Nasıl ki temelsiz bir bina yıkılmaya mahkûm ise, adalet olmadan da bir Devletin ayakta kalması düşünülemez. Eğer bir toplumda adalete güven azalırsa vatandaşların devlete olan güveni de azalır. Adalet ülküsüne ulaşmak için, yargısal kararların hukuka uygun olması yanında adil ve tarafsız olması esastır. Bu nedenle tarih boyunca tüm hukuk sistemleri ve toplumlarda hukuk kuralları kadar hukuku uygulayanların rolü önemli olmuştur. Adaletin gerçekleşmesi için hiç şüphesiz, uyuşmazlık hakkında karar verecek olan hâkimlerin bağımsız ve tarafsız olması şarttır. Nitekim 16 Nisan 2017 tarihli Anayasa referandumu ile Anayasa'nın 9. maddesine yargının tarafsız olacağı ibaresi de eklenmiş, böylece yargının bağımsız ve tarafsız olduğu hususu Anayasal bir dayanağa kavuşturulmuştur. Ancak biz çalışmamızda bağımsızlık unsurunu değil, sadece, tarafsızlık unsurunu incelemekteyiz. Bu anlamda makalede, Osmanlı Devletinde ve günümüz Türk Hukukunda hâkimin tarafsızlığı kavramına verilen anlam ve tarafsızlığın sağlanması için öngörülen hukuki düzenlemeler (tedbirler/önlemler) ve etik ilkeler üzerinde durulmaktadır.