In the post-Cold War era, with democratic peace theory on the rise, efforts to promote democracy around the world have flourished. Western and Western democratic values-oriented states in particular have acted on the belief that democracy promotion would contribute to world peace. Yet this process is not as utopian as described; it is also highly contingent, with no single prescription for success nor common idea of what the end result should look like. This study elaborates the problematic aspects of democracy promotion by examining the case of US and EU democracy promotion in the Western Balkans. The problems uncovered in this analysis fall into three categories: 1) those stemming from the very nature of democracy promotion as an exercise, 2) those specific to the promoters of democracy and 3) those relating to the particular characteristics or circumstances of the target state or region. Based on the analysis, this study concludes that such problems will continue to arise so long as the promoters of democracy continue to approach the process monolithically, without sensitivity to, and synchronization with, the cultural and political realities on the ground in target states.
ÖzSoğuk Savaş sonrası dönemde, demokratik barış teorisinin yükselişe geçişiyle birlikte tüm dünyada demokrasiyi teşvik çabaları hız kazanmıştır. Demokrasinin dünya barışına katkıda bulunacağı düşüncesiyle hareket eden Batılı ve Batılı demokratik değerleri benimsemiş devletlerin bu tasavvurları, ütopyacı olmamakla beraber kalıcı barış için ne tek bir reçete ne de sonuçlara dair ortak bir fikir birliği mevcuttur. Bu çalışmada, demokrasiyi teşvik siyasetinin sorunlu yönleri, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Batı Balkanlardaki demokrasiyi teşvik siyasetinin karşılaştırmalı analizi üzerinden ortaya konulmaya çalışılmıştır. Makalede demokrasiyi teşvik siyasetinin sorunlu yönleri; demokrasiyi teşvik uygulamasının doğası kaynaklı, demokrasiyi teşvik süreçlerini yürüten dış aktörlere özgün, ve demokrasinin teşvikinin hedef ülke ve bölgelerin nitelikleri veya koşulları kaynaklı olmak üzere üç kategoride değerlendirilmiştir. . Çalışmada, demokrasiyi teşvik eden dış aktörlerin, monolitik bakış açılarını devam ettirdikleri, sahadaki hassasiyetlere dikkat etmeksizin hareket ettikleri, demokrasiyi teşvik çabalarını senkronize etmedikleri ve sahadaki kültürel ve siyasi gerçekleri göz ardı ettikleri sürece problemlerin devam edeceği sonucuna varılmıştır.