Prostat kanserinin (PCa) tanısı ve kanser dışı prostat hastalıklarından (KDPH) ayırımında multiparametrik manyetik rezonans görüntülemenin (mpMRG) önemi değerlendirilmiştir.
Gereç ve YöntemAralık 2017 ile Ocak 2020 tarihleri arasında, prostat kanseri (PCa) ön tanısı ile mpMRG yapılan 99 hastanın görüntüleri retrospektif olarak değerlendirildi. Standart MpMRG çekim protokolü T2A TSE (aksiyel-koronal-sagital), T1A TSE (axial-koronal-sagital), difüzyon ağırlıklı görüntüleme (DAG) ve T1A dinamik kontrastlı inceleme (DKİ) sekanslarından oluştu. Lezyonların lokasyonu, morfolojisi, ekstraprostatik yayılımı (EPY), T2A sinyal intensite (T2SI) değerleri, difüzyon kısıtlılığı, kontrastlanma eğri paternleri, maksimum kontrastlanma değeri (Cmax) ve maksimum kontrastlanmaya ulaşması için geçen süre (akselerasyon zaman: AZ) değerlendirildi. Bulgular arasındaki ilişki SPSS 20.0 programı ile değerlendirildi.
BulgularDeğerlendirilen 99 olgunun 75'inin Prostat Ca (PCa), 24'ünün KDPH hitopatolojik tanısı vardı. Tüm hastaların yaş oralaması 66.5±7.4 idi. Periferal zon yerleşimli lezyonlarda "apparent diffusion coefficient" (ADC) (p<0,001), Cmax ve AZ (p<0.005) değerlerinde, PCa ve KDPH grupları arasında anlamlı farklılık saptandı. Transizyonel zon yerleşimli lezyon T2SI değerleri, hasta grupları arasında anlamlı farklılık gösterdi (p<0.001). PCa için Tip1 eğri ve KDPH için Tip 3 eğri paterni, ayırıcı tanı açısından anlamlı (p<0,002) bulundu. Tranzisyonel zon yerleşimli lezyonlarda eğri tipi malign tarafa kaydıkça T2SI'nde azalma görüldü. EPY derecesi arttıkça yakın invazyon oranlarında da artış saptandı (p<0,001).
SonuçMultiparametrik prostat MRG, PCa'yı KDPD'dan ayırmada ve lokal invazyon durumunu ortaya koymada son derece değerli bir radyolojik tanı yöntemidir. ADC, T2SI ve DCE kantitatif değerleri, benign-malign lezyon tahmininde önemli rol oynamaktadır.