Aort koarktasyonunda balon anjiyoplastinin başarısını, sonuçlarını, rekoarktasyon sıklığını ve bunu etkileyen faktörleri saptamaktır. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : Nisan 2007-Mayıs 2012 tarihleri arasında koarktasyon tanısıyla balon anjiyoplasti yapılan 53 hastanın verileri retrospektif olarak değerlendirildi. B Bu ul lg gu ul la ar r: : Ortalama yaş 14,7±35,5 (0,1-198) ay, ağırlık 7,8±8,9 kg; 23 (%43)'ü kız, 30 (%57)'u erkek hasta idi. Yaş grupları balon öncesi ve sonrası arkus ve istmus z değerleri açısından karşılaştırıldı. Balon öncesi ve sonrası, 0-3 ay (grup 1) ile 12 ay üzeri grupta arkus Z-skorları ve istmus Z-skorları, ayrıca 4-12 ay (grup 2) ile 12 ay üzeri (grup 3) grupta yine arkus aorta ve istmus Z-skorları açısından fark anlamlı bulundu. Balon öncesi sistolik basınç gradientinin ortalama 35,8±18,2 mmHg'dan, 13,8±10 mmHg'a gerilediği, koarktasyon çapının 3,3±1,9 mm'den 4,9±2,6 mm'ye arttığı görüldü. Anjiyoplasti öncesinde çıkan aorta, istmus, distal aortik arkus ve abdominal aorta çaplarının, anjiyoplasti sonrasında anlamlı olarak arttığı belirlendi. İşlem başarısı tüm hastalarda %81; 0-3 ayda %79, 4-12 ayda %77, 12 ay üzerinde ise %92 olarak bulundu. Yaş ile rekoarktasyon arasında anlamlı ilişki belirlendi. Balon öncesi istmus çapı, çıkan aorta çapının %50'si ve altında olanlarda rekoarktasyon sıklığının anlamlı düzeyde yüksek olduğu belirlendi. Komplikasyon oranı %19 olarak saptandı. S So on nu uç ç: : Balon anjiyoplasti, koarktasyon tedavisinde cerrahiye alternatif ve güvenli bir tedavi yöntemidir. Balon öncesi ve sonrasında distal transvers arkus çapı ve Z-skoru, istmus çapı ve Z-skoru, koarktasyon bölgesinin çapı rekoarktasyon ile ilişkili önemli ölçümlerdir. Yaş ve ciddi istmus hipoplazisi, rekoarktasyon için anlamlı risk faktörleridir.