Ensefalosel, beyin ve meninkslerin kraniumdan dışarı çıkmasıyla seyreden bir nöral tüp defektidir. Dördüncü gestasyonel haftada, nöroektoderm ayrılırken yüzeyinin hatalı olarak ektodermle kaplanması sonucu ortaya çıkar. Bu defekt içine, meninksler herniye olmuşsa kranial meningosel veya beyin dokusu herniye olmuşsa ensefalosel denir. Ensefalosel dünya genelinde her 5000 doğumda bir görülmektedir (1). Oksipital bölge ençok etkilenen (%75) böl-gedir ve vakaların %90'ı orta hat defektidir. Defektin oluşmasında çeşitli faktörler; viral enfeksiyonlar, hipertermi, radyasyon, hipervitaminözler, hipoksi ve erken gebelik döneminde salisilat tedavisi neden olabilir. Ama ensefaloselin kesin nedeni hala bilinmemektedir (2).Olguların çoğunda; hidrosefali, mikrosefali, ataksi, gelişme geriliği, görme problemleri, mental-motor gerilik ve konvülzyon görülmektedir. Eşlik edebilen diğer anomalilerse; mikrognati, polidaktili, spina bifida, vertebra anomalileri, böbrek agenezisi, pulmoner hipoplazi, dekstrokardi, patent duktus arteriosus, septal defektler, retinal anomaliler, vitreus dejenerasyonu, korpus kallosum agenesisi, Arnold-Chiari II malformasyonu ve Dandy-Walker malformasyonu olabileceği rapor edilmiştir (3).Yenidoğan entübasyonu özellik arz eder. Özellikle konjenital anomalilerin de eşlik etmesi olayı daha da karmaşık hale getirebilir. Hastaya pozisyon vermedeki zorluk, havayolu güçlüğü, yandaş hastalıkları, anestezinin ve cerrahinin yol açabileceği komplikasyonlar da bu bebeklerde durumu daha da güçleştirebilmektedir.Anestezistler için zor hava yolu veya başarısız entübasyon en korkulan durumlardır, bunların olmaması için her türlü önlem alınmalıdır (4). Bu olguda, oksipital ensefaloseli olan bir yenidoğanda uygulanan anestezik yöntem sunulmuştur.On günlük, 2,5 kg ağırlığında, erkek bebek, 22x16 cm ebatlarında oksipital ensefalosel operasyonu için ameliyathaneye alındı. Hastanın fizik muayenesinde genel durumu orta, nörolojik defisiti ve bilinen konjenital anomalisi yoktu. Annesinde gebelik süresince ilaç kullanımı, hastalık ve radyasyona maruz kalma öyküsü yoktu. Rutin kan ve idrar tetkikleri normal olarak değerlendirildi. Hastaya periferik oksijen satürasyonu, end-tidal karbondioksit, sıcaklık ölçü-mü ve noninvaziv kan basıncı monitörizasyonu yapıldı. Hipotermiden korumak amacıyla ameliyat masasına ısıtıcı battaniye serilip, cerrahi süresince vücut ısısında sıvı infüzyonu yapıldı. Ameliyathanede bebek supin pozisyona alı-namadığı için genel anestezi indüksiyonu da lateral pozisyonda gerçekleştirildi. Anestezi indüksiyonu için sevofluran kullanıldı. Kas gevşemesini sağlamak için 0,6 mg/kg roküronyum uygulandı. Bebek sağ yan pozisyonda, 3 mm kafsız tüp ile entübe edildi. Tüp tespiti emniyete alındıktan sonra hastaya prone pozisyonu verildi. Anestezi idamesi %50 O 2 -%50 N 2 O ve %2-3 sevofluran ile sağlandı. Sıvı replasmanı 1/4 izodex ile 25 mL/saat olacak şekilde uygulandı. Operasyon sırasında parşömen benzeri cilt dokusu altında kemik ve dura defekti içeren içi BOS dolu kese total olarak çıkarıldı. Kese içeriği boşaltı...