Günümüzde bireyler, hayatın birçok noktasında ruhsal ve fizyolojik yansımalara sebebiyet veren travmatik deneyimler yaşayabilmektedirler. Travma, kişilerin doğal olan ve doğal olmayan biçimde karşılaşabilecekleri olgular çerçevesidir. Kişini sel, deprem, heyelan gibi doğal felaketler, cinayet, istismar, savaş, terör eylemleri, beklenmedik güç hastalıklar gibi akış içindeki hayatta kişinin beklemediği anda baş edebilme gücünü zorlayan ve devam edebilmesini imkânsız kılabilen deneyimler sürecidir. Travmatik deneyimler hayatın her döneminde kişilerin karşısına çıkabilmektedir. Birey, benlik algı çerçevesi gelişiminden itibaren travmatik deneyimler yaşayabilir ve izlerini fizyolojik ve ruhsal bağlamda hayat sonuna kadar yanında taşıyabilmektedir. Bu deneyimler direkt kişisel veya bir yakını dolayısı ile maruz kalınabilir . Bireylerin yaşadığı travmatik deneyimler, kişiler üzerinde fizyolojik; kardiyovasküler sistem bozuklukları, solunum sistemi, kas sistemi ve sinir sistemi dahil olmak üzere birçok noktayı tetikleyebilirken (Solomon & Heide, 2005), ruhsal olarak ise kronikleşen kaygı, stres, duygu ve durum kontrol güçlükleri, endişe ve panik hali tetiklenerek travma sonrası stres bozukluğu tanımlanabilmektedir (Isobel et al., 2017) TRAVMA NEDİR? Kişinin doğumdan itibaren başına gelebilen, tanık olabildiği veya dolaylı olarak öğrendiği duygusal ve fiziksel sağlığını olumsuz olarak etkileyen, stres faktörleri ile tetiklenerek meydana gelen durumlar bütünüdür.Travma kelimesi antik Yunan çağına dayanarak 'yara' ve 'hasar' şeklinde ifadesi sağlanmıştır (Winders et al., 2020). DSM 5 ruh sağlığı el kitabında travmatik olay; ''doğrudan yaşanılan veya doğrudan tanıklık edilen ya da aile bireyi, yakın bir arkadaşın başına gelen ya da mesleki olarak deneyimlenen gerçek göz korkutucu bir biçimde ölümle ya da ağır yaralanmayla karşı karşıya gelmiş ya da cinsel saldırıya uğramış olma'' şeklinde açıklanmıştır (APA, 2022).Travmatik deneyimler sonucunda kişiler işlevselliklerini ve yaşamın rutin uyumundan kopmalar yaşayabilmektedir. Travmatik ögeler çeşitlere sahiptir, bunlar ''kişinin gelişimsel krizleri; ergenlik dönemi, okuldan mezun olmak, kariyer veya iş değiştirmek, evlenmek, çocuk sahibi olmak, duruma bağlı krizler; ayrılmak ve boşanmak, işini kaybetmek, trafik kazası yapmak, ciddi bir hastalık yaşamak, ani ölümler, ekonomik kriz, kompleks gelişen krizler;