DERLEME
GirişH ayat boyu yaklaşık olarak kadınların %5'inde, erkeklerin ise %12'sinde böbrek taşı gelişmektedir (1). Endoskopik böbrek içi haritalandırma ve papilla ucu biyopsi çalışmaları, Randal plaklarının bu taşların büyük çoğunluğunun (idiyopatik kalsiyum oksalat taşlarının) oluşum sürecinin temelinde önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Randal plaklarının üriner sistem taş hastalığındaki önemini anlamak için bu olaylar dizisine ve taş plak ilişkisine daha yakından bakılmalıdır.Bugün için böbrek taşı oluşumunda üç yolaktan bahsedilmektedir. Şekil 1'de gösterildiği üzere ilk yolak (1) nefron boyunca (asteriks) veya böbrek toplayıcı sistemi içinde meydana gelen "serbest partikül" oluşumunu, ikinci yolak ise (2) hücresel hasarın olduğu nefron lümeninde kristal yapışma ve büyümesi ile sonuçlanacak kristal çekirdekçik oluşumunu gerektirir. Üçüncü yolak (3) renal papillayı örten normal ürotelyumun kaybını takiben idrardaki kristallerin interstisyel kalsiyum fosfat (CaP) kristal depolarına (Randal plağı) tutunduğunu ileri sürer.(2)
Taş Oluşumunda Randal Plak HipoteziBöbrek taşlarının büyük çoğunluğu, kalsiyum taşlarının yaklaşık %80'ini oluşturan kalsiyum oksalat (CaOx) veya CaP taşlarıdır. Randal tarafından 1937'de ilk tanımlandığından bugüne, CaOx taşlarının renal papillanın interstisyel apatit depolanması içeren bölgesine tutunarak büyüdüğü bilinmektedir (3). Randal plağı, Henle'nin ince kolu bazal membranında oluşmaya başlayan, önce interstisyuma ve en sonunda subü-retelyal alana ilerleyen apatit yapısındaki CaP'ın medüller ve papiller alanda ki depolanmasıdır (4) (Şekil 2). Depositlerin başlangıç yerinin Henle ince kolunun bazal membranı olması sürpriz değildir; bu bölge Ca ve P'ı kendine çekecek elektrostatik özelliğe sahip mukopolisakkaritten yoğun olan kollajenden oluşur (5). Plak oluşumu kollajen matriks içindeki kristalizasyona bir örnektir. Ayrıca Henle ince kolu içindeki sıvı CaP kristalizasyonunu başlatmak için çok uygundur (6). Bu hipotez, renal papillayı kaplayan sağlam ürotelyumun kaybının (Şeik 1; 3) interstisyel CaP kristal depolarının (Randal plağı) idrar ile temasa geçmesine neden olacağına, böylece idrardaki kristallerin aşırı büyüme gösterecek şekilde interstisyel plak üzerine tutunabileceğini ve bu durumun fikse taş oluşumuna neden olabileceğini ileri sürer (Şekil 2 ve 3) (2). Bu teori açıkça interstisyel plak bölgelerinin başlangıç lezyonları olduğunu belirtmektedir. Randal 1154 çift kadavra böbrek papillasını incelediği tarihsel çalışmasında, papilla uçlarında 'masum' görünümlü krem renginde subepitelyal intertisyel kristal plakaların var olduğunu göstermiştir (3). Ancak Randal, teknik yetersizlikler ve incelediği böbreklerin klinik verileri hakkında yeterli bilgisinin olmaması nedeniyle hatalı bir şekilde tüm taşların kendi hipotezine göre oluştuğunu ileri sürmüştür.