Bu çalışma, uluslararası güvenlik alanındaki siber tehditlerin karmaşık yapısını incelemekte ve bu tehditlerin küresel istikrar için temel bir endişe olarak hızlı yükselişini vurgulamayı amaçlamaktadır. İlk bölüm, siber tehditlerin evrimine ilişkin özlü bir genel bakış sunmakta, bu tehditlerin kökenlerini küçük dijital rahatsızlıklardan ulusal güvenliği baltalayabilen, kritik altyapıyı kesintiye uğratabilen ve jeopolitik dinamikleri etkileyebilen sofistike araçlara kadar izlemektedir. Bu bölüm, siber operasyonların casusluk ve sabotajın gölgelerinden ulusal savunma cephaneliklerinde ön saflardaki araçlara geçişini işaret eden önemli olayları öne çıkarmaktadır. İnceleme, bu tehditlerin çok yönlü doğasını, devlet destekli saldırılar, siber terörizm ve siber suç dahil olmak üzere, her biri uluslararası barış ve güvenliğe benzersiz zorluklar sunan alanları kapsamaktadır. Sonraki bölüm, artan siber tehdit manzarasına yanıt olarak uluslar ve uluslararası organlar tarafından formüle edilen stratejik savunma politikalarının kapsamlı bir özetini sunmaktadır. Ulusal siber güvenlik çerçevelerinin geliştirilmesinden adanmış siber komuta birimlerinin kurulmasına, Birleşmiş Milletler ve NATO gibi örgütlerin himayesinde uluslararası işbirlikleri ve norm belirleme çabalarına kadar benimsenen strateji spektrumu incelenmektedir. Tartışma, bu politikaların siber riskleri hafifletmede, direnci artırmada ve dijital çağda işbirlikçi bir uluslararası güvenlik ortamını teşvik etmede etkililiğini yansıtmaktadır. Uluslararası İlişkilerden teorik içgörüler ile siber olaylar ve politika yanıtları üzerine ampirik verilerin entegrasyonu yoluyla, çalışma, ulusal savunma önlemlerini uluslararası işbirliği zorunluluğu ile uyumlu hale getirmede ortaya çıkan eğilimleri ve gelecekteki zorlukları belirleyerek sonuçlanmakta ve siber sınırı etkili bir şekilde yönlendirmek için uyarlanabilir ve ileriye dönük politikalara duyulan ihtiyacı vurgulamaktadır.