Science Fiction Cinema as a Genre in Cinema: An Analysis of Dystopia and the Imagination of the Designed Human

Abstract

Teknolojik gelişmeler ortaya çıktığı her dönemde toplumun ihtiyaçlarını gidermenin yanı sıra insanların düşünce dünyasını da etkilemiştir. İnsan, teknik süreçten makine sürecine daha sonra da teknoloji sürecine geçmiştir. İnsanın teknolojiye ilgisi ve sinemanın da teknoloji ile paralel hareket etmesi, sinemada bilim kurgu türünün ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bilim kurgu türüyle ilk olarak edebiyat alanı ilgilenmiş daha sonra da bilim kurgu sinemada bir tür olarak karşımıza çıkmıştır. Bu tür zaman içerisinde değişimler yaşayarak başta fantastik, korku türü ve diğer türlerle etkileşime girerek birçok alttüre ayrılmıştır. Bu alt türlerden bir tanesi de distopik anlatı türüdür. Distopik anlatı farklı özellikleriyle sinema filmlerinin anlatım tarzını ve işlenişini etkilemiştir. Bu çalışmada geleceğin dünyasını ve gelecekteki insan ilişkilerini distopik anlatı üzerinden ortaya konmak amaçlanmış; bu bağlamda "I am mother" filmi çalışmanın örneklemi olarak belirlenmiş ve içerik analiziyle irdelenmiştir. Bu amaçtan yola çıkarak makine ve insan ayrımının gittikçe bulanıklaştığı günümüzde; “İnsan nedir?” sorusundan yola çıkılarak yapay zekâ ile donatılarak tasarlanmış insanın tasavvuru, distopik anlatı çerçevesinde değerlendirilmiştir. Öte yandan çalışmada analizi yapılan sinema filminde yakın gelecekte yapay zekâ güçlendikçe toplumda insan ve yapay zekâ ekseninde ortaya çıkacak karamsar sonuçlar detaylı bir biçimde açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonuç kısmında ise distopik anlatı esas alınarak distopik anlatının anlatıdaki temsil biçimleri değerlendirilmiştir. Bu bağlamda çalışmada bir anlatı örneği olan “I am mother” filminin, anlatı türüne karşılık geldiği özellikleriyle oluşturulan temsillerle örtüşmesi çalışmayı önemli kılmıştır.