Zorunlu nedenlerden dolayı göç eden insanların, savaş gibi, kaygı ve depresyon gibi psikolojik sorunlar yaşadıkları bilinmektedir. Göç literatüründe, zorunlu göç nedeniyle göç eden insanların problemlerine odaklanan yaklaşımları eleştiren çalışmaların sayısında son zamanlarda bir artış görülmektedir. Bu yaklaşım, mültecilerin sürekli olarak sorunlu-patolojik bireyler olarak görülmemesi ve güçlü yanlarının da vurgulanması gerektiğini önermektedir. Dayanıklılık (resilience), mültecilerin hem psikolojik sağlığı hem de sosyo-kültürel uyumu açısından önemli bir rol oynamaktadır. Ancak literatürde bu konuda zengin bir veritabanı olmadığı gözlemlenmektedir. Bu eleştirilere dayanan bir ekolojik yaklaşım ile riskli durumlar karşısında mültecilerin psikolojik dayanıklılığını ele alan bu çalışmada, dayanıklılığın sosyal boyutuna odaklanan Resilience Research Centre (RRC-ARM) tarafından hazırlanan Yetişkin Dayanıklılık Ölçeği kullanılmıştır. Türkiye'nin Mardin il sınırları içinde yaşayan 323 Suriyeli geçici koruma statüsü sahibi yetişkinle yüz yüze bir anket yapılmıştır. Görüşmeler sırasında bir tercüman da hazır bulunmuştur. Anket aracılığıyla katılımcıların sosyo-demografik bilgileri ve dayanıklılık düzeyleri belirlenmiş ve bu değişkenler arasındaki ilişki t-testi ve ANOVA kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre, eğitim düzeyi ve işsizlik durumunun dayanıklılık üzerinde önemli bir etkisinin olduğu belirlenmiştir. Potansiyel, acil ve gelecekteki sorunları aşmak için önemli bir kaynak olan dayanıklılığın meslek (iş) ve eğitim fırsatlarıyla ilişkilendirilebileceği değerlendirilmiştir.