Psikiyatri hastalarının uyku kalitesini etkileyen faktörlerin yapısal eşitlik modeli ile incelenmesi U yku, içsel ve dışsal uyaranlar ile tekrar bilinçli döneme dönülebilen bilinçsizlik dönemini kapsayan fizyolojik bir süreçtir. Uyku iki ana dönemden oluşmaktadır. REM (Rapid Eye Movement) uykusu olarak adlandırılan aktif uyku döneminde, vücut gevşer, hızlı göz hareketleri ve hızlı beyin dalgaları gözlenir. Kişi uykuya ilk daldığında REM uykusuyla başlar. NON-REM döneminde ise yavaş göz hareketleri görülür. Uykunun REM ve NONREM sürecinin tamamlanarak, kişinin dinç ve zinde uyanması, öğrenme gibi zihinsel faaliyetlerinin en üst düzeyde tutulmasına olanak verir. Uyku-uyanıklık siklusu erişkinlerde ortalama 7-8 saattir. [1-3] Uyku kalitesi, uykunun verimliliği olarak açıklanmakta ve öznel uyku kalitesi, uyku gecikmesi, uyku süresi, alışılmış uyku etkinliği, uyku bozuklukları, uyku ilacı kullanımı ve gündüz disfonksiyon bileşenlerinden oluşmaktadır. [4] Öğrenme ve hafıza gibi zihinsel faaliyetlerin önem taşıdığı bireylerde, uyku kalitesinin özellikle iyi olması gerekmektedir. [5] Uyku kalitesinin kötü olması hastanın fiziksel yapısını [2,6] çalışma performansını [7,8] Amaç: Çalışmada İç Anadolu Bölgesi'ndeki bir tıp fakültesi hastanesinin psikiyatri servisinde yatmakta olan hastaların uyku kalitelerinin değerlendirilmesi ve uyku kalitelerini etkileyen faktörlerin tanımlanması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Kesitsel tipte olan çalışma, Eylül 2011-Şubat 2012 tarihleri arasında İç Anadolu bölgesinde bir tıp fakültesi hastanesinde psikiyatri servisinde yatmakta olan 90 hasta ile yapılmıştır. Çalışmamızda hastaların uyku kaliteleri Pittsburg Uyku Kalitesi İndeksi (PUKİ) ile değerlendirilmiştir. Verilerin istatistiksel analizlerinde Mann Whitney U ve Kruskal Wallis analizleri ile yapısal eşitlik modeli (YEM) kullanılmıştır. Bulgular: Toplam PUKİ ortalama puanı 8.1±4.6 (min: 1.0; maks: 18.0) olup, hastaların %67.8'inin (n=61) uyku kalitesi kötüdür. YEM'e göre; Psikiyatri hastalarının kötü uyku kalitesindeki varyansın %43'ünü önceden uyku problemi varlığı, %22'sini kadın olma ile %31'ini anksiyete, %19'unu bipolar, %18'ini şizofreni, %17'sini depresyon ve %16'sını kişilik bozuklukları ile ilgili bir tanıya sahip olma durumu etkilemektedir. Sonuç: Anksiyete tanısına sahip olma uyku kalitesini en fazla kötüleştirirken, uyku kalitesi en fazla uyku ilacı kullanım sıklığını etkilemektedir. Her bir farklı psikiyatrik tanının uyku yapısındaki bozulmayı çözmek amaçlı daha detaylı çalışmaların yapılması önerilmektedir.