Demokrasi ilk çağlardan itibaren uygulanmış bir yönetim şeklidir. Günümüzde de devletlerin çoğunluğunda hem bir yaşam biçimi hem de bir yönetim biçimi olarak kabul edilmiştir. Demokrasinin sadece bir yönetim şekli değil, aynı zamanda tüm hayatı kapsayan bir düşünce olduğunu söylediğimizde demokrasinin gelişiminde eğitim sistemlerinin önemi inkâr edilemez.
Orta Doğu bölgesi tarih boyunca uygarlıkların beşiği olmuştur. Bu coğrafya yüzlerce yıl boyunca Türk-İslam egemenliğinde kalmış, Osmanlı İmparatorluğu yönetimi altında dini ve kültürel bir birlik içerisinde yaşamıştır. 1789 yılında gerçekleşen Fransız İhtilali dolayısıyla tüm Dünya’ya yayılan milliyetçilik, bağımsızlık, cumhuriyetçilik gibi fikirler, tüm imparatorluklarda olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu’nu da derinden sarsmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz ajanlarının da etkisiyle Orta Doğu’da bazı Arap kabileleri Osmanlı’nın karşısında saf tutmuştur. Osmanlı’nın yenilmesi ve Orta Doğu topraklarının büyük bir kısmını kaybetmesiyle bu topraklar sahipsiz kalmıştır. Sahipsiz kalan bu toprakları, bağımsız devletler kurma sözlerine rağmen yer altı ve yer üstü zenginlikleri için sömürgeleştiren emperyal devletler, yaklaşık 50 yıl bu topraklarda hakimiyet sağlamıştır. Emperyal devletlerin kısmen de olsa egemenliklerinden sıyrılabilen Orta Doğu milletleri, 20.yy’ın ikinci yarısından itibaren çeşitli üniter devletler kurarak bağımsızlıklarını ilan emişlerdir.
Bu coğrafya günümüzde de batılı devletlerin etkisi altında, güvenli olmayan bir bölgedir. Orta Doğu savaşları, karışıklıkları, demokratik olmayan yönetim anlayışlarıyla dünya gündeminden düşmeyen bölge durumundadır. Birbirinden farklı milli gelirlere sahip olan ülkelerdeki kişi başına düşen milli gelirle ülkelerin demokratik yapıları arasında doğrusal bir ilişki yoktur. Bu araştırmanın amacı Orta Doğu coğrafyasındaki ülkelerin yönetim şekillerinin ve demokratik yapılarının ülke ve bölgedeki sıkıntıların devam etmesinde ne derecede etkili olduğunu ortaya koymaktır. Bunu yaparken Orta Doğu coğrafyasındaki ülkeler ve bu ülkelerdeki yönetim şekilleri belirlenerek tasnif edilmiştir. Daha sonra beş farklı yönetim şeklinden birer ülke örneklem olarak alınmış ve eğitim programlarında demokrasinin ele alınışı incelenmiştir. Yönetim şekillerinin ülkelerin eğitim programlarında demokratik unsurların yer almasına etkisi olduğu tespit edilmiştir.