AmaçNazal kavite ve paranazal bölge tümörleri nadir görülen ve genellikle ileri evrede tanı konulan tümörlerdir. Bu çalışmanın amacı sinonazal bölge tümörlerinde histopatolojik tanının, boyun lenf nodu tutulumunun ve tedavi modalitelerinin sağkalıma etkisini araştırmaktır.
Gereç ve Yöntem1991-2002 yılları arasında kliniğimize paranazal sinüs kanseri tanısıyla başvuran ve tedaviye alınan 47 hastadan 37'sinin verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların 16'sına (%43.24) cerrahi + postoperatif radyoterapi (PORT), 6'sına (%16.21) cerrahi + PORT + kemoterapi (KT), 11'ine (%29.72) definitif radyoterapi (RT), 4 hastaya (%10.81) RT ardından KT uygulanmıştır. Sağkalım analizleri Kaplan-Meier ve log rank testleri ile yapılmıştır.
BulgularTakip süremiz 22 aydır. Hastaların 24'ü erkek, 13'ü kadındır. Medyan yaş 55'tir. Hastaların histopatolojik tanılarının çoğunluğunu sırasıyla yassı hücreli kanser, adenoidkistik karsinom ve baş -boyun sarkomu oluşturmaktadır. T3-T4 hasta sayısı 23 (%76.6)'dü. Beş hastanın boyun lenf nodu tutulmuştur. Çalışmamızda boyun lenf nodu tutulumunun sağkalımı olumsuz etkilediğini (p=0.03), adenoidkistik karsinomun yassı hücreli kanser ve baş boyun sarkomuna göre iyi prognostik olduğu gösterilmiştir (sırasıyla p=0.01, p=0.03). Definitif RT ile PORT tedavi sonuçlarımız karşılaştırıldığında istatistiksel anlam içermese de (p=0.17), PORT' nin sağkalıma etkili olduğunu düşündürecek sonuçlara varıldı. 5 yıllık sağkalım oranı % 43.69 olarak bulunmuştur.
SonuçÇalışmamızda hasta sayısı kısıtlı olmasına rağmen sağkalım sonuçlarımız literatür ile uyumlu bulunmuştur. Sağkalımı etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi için daha geniş hasta sayılı çalışmalara ihtiyaç vardır.