Öz Kimlik kavramı toplumun sosyal sisteminin en temel ve en önemli kökenini oluşturmaktadır. Kimlik, bireylerin gerek kültürel gerekse yaşadıkları çevrelerdeki sosyal konum ve statülerinin karşılığı olan çok boyutlu, inanç, tutum, değer yargıları gibi yaşam biçimini sembolize eden bir kapsama sahiptir. Kimlikler gündelik hayat içerisinde üretilmekte, dışsallaştırılmakta, nesnelleşmekte ve içselleştirilmektedir. Millî kimliğin inşa sürecinde, kim sorusunun öznesi olarak önemli bir yer tutan ve kimliğin biyolojik ve kültürel oluşumunda ve kuşaktan kuşağa aktarımında kilit bir rol oynayan kadın, kamusal bir iktidar ideolojisi olan milliyetçilik ve onun yürütüldüğü politik arenada hak ettiği yeri bulamamıştır. Çalışmanın amacı, kimliklerin kurgusunda veya modernizasyonunda kamusal alandan dışlanan kadının, aslında kamusal alana ve bu alanın özgün öznesi, kimliğe yön veren özne olması bakımından ulusal/millî kimliklerin oluşumunda yerini incelemektir. Bu bağlamda öncelikle modernite ve milliyetçilik başlığında pozitivist metodoloji ekseninde milliyetçilik kuramları incelenecektir. Daha sonra ise milliyetçilik kuramlarına yeni bir soluk getiren milliyetçiliğin doğasında toplumsal cinsiyet tartışmalarına yer verilecektir.