Introduction: The aim of this study was to determine the experiences and attitudes of pediatric residents and medical students about approaching to child who encounters with death and to the family who have lost their child. Materials and Methods: Totally 50 pediatric residents and medical students from the Department of Pediatrics at İnonü University included in this study. A 5-part evaluation form that was prepared by the authors was applied. These parts consist of questions about frequency of experiences with child death, competency levels related to sharing bad news and explaining death to children and family. Results: The mean age of the participants was 26.9±4.0 years and 56% of them Öz Giriş: Bu çalışmada pediatri asistanları ve tıp öğrencilerinin ölümle karşılaşan çocuğa ve çocuğunu kaybeden aileye yaklaşımla ilgili deneyimlerinin ve tutumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya İnönü Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'nda çalışan asistan ve tıp öğrencilerinden oluşan 50 kişi katılmıştır. Katılımcılara yazarlar tarafından geliştirilen çocuk ölümleriyle karşılaşma sıklıklarının, kötü haber verme konusunda yeterlilik düzeylerinin ve çocuk veya ailesine ölümün anlatılması ile ilgili tutumlarının sorgulandığı 5 bölümden oluşan bir değerlendirme formu uygulanmıştır. Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması; 26,9±4,0 yıl olup, %56'sı erkektir. Katılımcıların çocuk ölümleriyle karşılaşma oranı %92 idir. Katılımcıların yaklaşık %80'i kendilerini kötü haber verme konusunda yeterli bulmadıklarını ifade etmiştir. Asistanların %68'i, öğrencilerin %76'sı daha önce ölüm veya ölümcül hastalığa yaklaşım konusunda eğitim almadıklarını belirtmiş, katılımcıların tamamı bu konuda eğitimin gerekli olduğunu savunmuşlardır. Katılımcıların %46'sı çocukların 6-7 yaşlarında iken ölümü anlamaya başladıklarını düşünmektedir. Sonuç: Bu çalışmada, çocuk ölümleriyle karşılaşma sıklığının artmasıyla birlikte kötü haber vermede kendini yeterli bulma oranının artmadığı ve kötü haber vermede zorlanmanın ise azalmadığı saptanmıştır. Toplumlarda çocuğa ölüm kavramının anlatılması ve çocuk kaybı yaşayan ailenin teselli edilme şekliyle ilgili bir takım yanlış inanışlar mevcuttur. Çalışmanın sonuçları, hekimlerin ölümle sık karşılaşmalarının kötü haber vermede yeterliliklerinin artmasında tek başına etkili olmadığını ve eğitimin önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir. Hekimler tıp eğitimleri sırasında çocukta ölüm kavramının gelişimsel özelliklerini öğrenmeli ve kaybın ardından yaşanan süreci yönetme konusunda gerekli bilgi ve becerilere sahip olmalıdır.