Suriye'de 2011'den bu yana devam eden savaş, başta Türkiye olmak üzere yaklaşık 7 milyon insanın Lübnan, Ürdün, Irak ve Mısır gibi komşu ülkelere zorunlu göçüne neden olmuş ve bu göç dalgası beraberinde potansiyel bir işgücü akımı ortaya çıkarmıştır. Bu büyük yer değiştirme ev sahibi ülkelerde mültecilere yönelik insan hakları ve güvenlik anlamında ortaya çıkardığı sorunların yanı sıra işgücü piyasalarında da sömürünün artmasına yol açmıştır. Göçmen adaptasyonu üzerine yapılan araştırmalar, birleşme biçimi ve göçmenler için bir "çıkış yolu" olarak etnik yerleşim alanına artan ilgiyi yansıtmaktadır. Bu çalışmada, Suriye'den gelen mülteci kadınların Türkiye'de yoğunlaştıkları konfeksiyon sektörü aracılığıyla işgücü piyasalarına nasıl uyum sağladıkları incelenmektedir. Bu amaçla Suriyeli mültecilerin yoğun olarak yerleştikleri İstanbul Bağcılar'da bulunan iki konfeksiyon atölyesinde 15 Suriyeli kadın mülteci işçi ile yarı yapılandırılmış, anlatı ve derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Her iki atölyedeki kadınların tamamı kayıt dışı çalışmaktadır ve geçici işçi statüsündedir. Konfeksiyon atölyelerinde yoğun olarak Suriyeli mülteci kadınların istihdam edilmesinin başlıca nedeni çalışma izni olmaksızın küçük işletmeler bazında faaliyetlerini yürütmeleridir. Diğer bir neden ise üretimde ucuz ve bol işgücü girdisinin firmaların karlılıklarını artırabilmesidir. Çalışmadan elde edilen bulgular Suriyeli kadın mültecilerin vasıfsız işgücü gerektiren bir işgücü kolu olan konfeksiyon atölyelerinde işgücü piyasasına uyum sağladıklarını göstermektedir. Ancak bu çalışma biçimi bir tercih değildir. Çoğu mülteci kadının çalışma izni yoktur. Belirsizlik içindedir, vasıfsızdır ya da eğitimleri yarım kalmıştır. Bu tür nedenlerle fason üretim yapan atölyelerde çalışmak zorundadırlar. Suriyeli mülteci kadınların ortalama ücretlerinin yerli kadın işçilere göre daha düşük olduğu Bu makale için önerilen kaynak gösterimi (APA 6. Sürüm