Tarihi dokular, kentlerin geçmişle günümüz arasındaki bağını kuran, geleceğe bozulmadan taşınması gereken önemli kültürel miraslarımızdır. Bu mekanlar, geçmişten günümüze yaşanmışlıklarla, insan-mekân etkileşimi sonucu ortaya çıkan kimliklerini, çevrelerinde oluşan yeni kentsel mekanlara da yansıtarak kent kimliğinin şekillenmesine önemli katkılar sunmaktadırlar. Tarihi dokular, sadece yapı ölçeğinde değil, bütüncül bir yaklaşımla korunmalıdır. Bu sayede, sürdürülebilirlikleri sağlanarak gelecek nesillere de aynı özellikleriyle ulaştırılabilirler. Tarihi mekanlarda geçmişin havasını soluyabilen ve kültürleri tanıyan insanlar yetiştirerek, tarihi dokuların yaşatılması çok önemlidir. Ancak kentlerin hızla büyümesi, tarihi kimliklerini kaybetme riskini arttırmaktadır. Geleneksel dokuların üzerine veya çevresine yapılan yeni yerleşim alanları, bu dokuları düzensiz alanlara dönüştürerek baskı oluşturmaktadır. Bu durum, tarihi dokuların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden olabilmektedir. Çalışma alanı olarak seçilen Trabzon Akçaabat ilçesi Ortamahalle tarihi kent dokusu, 1988 yılında kentsel sit alanı olarak ilan edilmiştir. Bu yerleşim, tarihi dokunun sokak ve mahalle ölçeğinde yaşayarak günümüze kadar ulaştığı nadir yerleşimlerdendir. Konut dokusu, kilise, çeşmeler, dar ve dik sokaklar ile karakteristik Karadeniz yerleşmesi özellikleri göstermektedir. Ülkemizde pek çok kentte olduğu gibi Akçaabat yerleşimi de hızlı bir kentsel büyüme ve yapılaşma süreci yaşamaktadır. Bu süreç tarihi doku üzerindeki baskıyı artırmakta, etrafında yapılan binalar silüetin olumsuz yönde değişmesine neden olmakta, ayrıca doku oluşturan pek çok yapı bozulma ve yıkılma tehlikeleri ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu çalışmada Ortamahalle tarihi kent dokusunun kimliğini oluşturan doğal ve kültürel çevre bileşenleri ve kentsel imgeler incelenmektedir. Ayrıca GZFT analizi de yapılarak durum değerlendirmesi ortaya konulmakta, elde edilen veriler ışığında tarihi dokunun korunması için çeşitli öneriler sunulmaktadır.