XIX. yüzyılın Türkistan’ın önde gelen âlim, devlet adamı ve tarihçilerinden olan Muhammed Yunus Can, Taşkent’te doğmuştur. Devrin önde gelen âlimlerinden dersler alan Yunus Can, eğitimini Hokand ve Taşkent’te tamamlamıştır. Yeteneğiyle kısa sürede sivrilen Yunus Can, 1850’li yıllardan itibaren Hokand Hanlığı’nda gelişen siyasi olaylarda aktif rol oynamış, Alikuli ile Hüdayar Han’ın arasındaki iktidar mücadelelerinde Alikuli’nin yanında yer almıştır. Alikuli’nin iktidarı ele geçirmesinden sonra Yunus Can’ın yükselişi de ivme kazanmış, kısa süre içinde önce Şigavul, bir müddet sonra da Dadha rütbeliğine yükselmiştir. Ali Kuli’nin vefatından sonra, Kaşgar Devleti’ne giderek Yakub Beg’in hizmetine girerek önce mühürdarı, kısa bir süre sonra da devletin ikinci önemli şehri olan Yarkend’in valiliğine getirilmiştir. Yakub Beg’in en çok güvendiği adam olan Yunus Can, yaklaşık on iki yıl Yarkend ve civarındaki şehirlerin yönetiminden sorumlu olmuştur. Bu süre zarfında özellikle İngiltere’den/Hindistan’dan Yakub Beg’i ziyarete gelen resmi ya da gayrı resmi elçileri Doğu Türkistan sınırlarından girdikten sonra ilk karşılayan kişi olmuştur. İngiliz elçiler önce Yarkend’de Yunus Can tarafından karşılanmış, ağırlanmış, burada ilk görüşmeler onunla yapılmıştır. Yakub Beg’in ölümünden sonra onun yerine geçen Beg Kuli Beg’i desteklemiş; önce kardeşiyle girdiği taht mücadelesinde, ardından hükümdarlığını tanımayan beylerin önderliğinde çıkarılan ayaklanmalarda Beg Kuli Beg’in yanında yer almış ve isyanların bastırılmasında ona yardımcı olmuştur. Ancak devlette bu meseleler vuku bulurken Mançular Kaşgar’ı ele geçirmiştir. Bunun üzerine Yunus Can, Hokand’a geri dönmüştür. Hokand’a döndükten sonra burada bir müddet kadılık yapan Yunus Can, ayrıca Hanlık tarihiyle ilgili eserler yazmıştır. Hem Hokand Hanlığı’nda hem de Kaşgar Devleti’nde etkin biri olan Yunus Can’ın başarısının başlıca nedeni maceradan uzak ve aklıselim tutumudur. Bu özelliği Ali Kuli ve Yakub Beg üzerinde tesirli olmuş, onların takdir ve güvenlerini kazanmasını sağlamıştır. Devlet yönetiminde savaştan çok müzakereler yoluyla sorunların çözülmesini tercih eden Yunus Can, silahlara başvurmanın son çare olması ve sorunun masa başında çözülmesi gerektiğini savunmuştur. Ayrıca gerek aldığı eğitim gerekse şahsi eğilimlerinin uzantısı olarak bilime ve sanata önem vermesi, dönemin önde gelen sanatkârlarını ve bilim adamlarını koruması; hat, belagat, edebiyat, tarih gibi sanatlara ilgi duyması ve bu alanlarda eserler vermesiyle çok yönlü bir devlet adamı portresi çizmiştir. Yunus Can, birçok vasfının yanı sıra özellikle tarih alanındaki çalışmalarıyla XIX. yüzyıl Türkistan tarihine önemli katkılarda bulunmuştur. Hokand Hanlığı’nın yükseliş ve çöküş sürecini ele aldığı (Ali Kuli Emir-i Leşker Tarihi, Tuffe-i Taib ve Hakikat’ül-Enver) üç kitap yazmıştır. Adı geçen kitaplar Hokand Hanlığı, Fergana ve Türkistan’ın Rusya tarafından işgali konularında önemli birer kaynak niteliğindedir.
Bu çalışmada, devlet adamlığının yanında âlim, tarihçi kimliğiyle de öne çıkan Molla Muhammed Yunus Can’ın hayatı, faaliyetleri ve eserleri incelenerek, tarih sahasındaki yeri belirlenmeye çalışılmıştır.