Bireylerin hayatlarını sürdürebilmelerinde ve işletmelerin de mal ve hizmet üretebilmelerinde enerji kullanımına ihtiyaç vardır. Enerji, genel olarak yenilenebilir ve tükenir enerji olmak üzere iki kategoride ele alınmaktadır. Günümüzde petrol ve gaz gibi sınırlı bir kaynak olan ve yenilenemeyen enerji kullanımı birçok alanda yaygın olarak kullanılmaya devam etmektedir. Bundan dolayı alternatif enerji kaynaklarının yaygınlaştırılmasındaki yüksek finansal bütçe dikkate alındığında ve ülkelerin sahip oldukları kaynaklarını verimli bir şekilde kullanmasında finans sektörü önemli bir rol oynamaktadır. Etkin bir finans sektörü ile daha düşük oranda kredi temini, kaynakların ve enerjinin tasarruflu kullanımı, risklerin yönetilmesi ve işletmelerin üretim süreçlerinde çevre dostu teknikleri kullanması gibi birçok alanda gelişim kaydedilebilmektedir. Enerji tüketimini azaltma hedefi ve alternatif enerji kaynaklarının kullanımında yüksek sermaye yatırımı ihtiyacı nedeniyle yenilenebilir enerji kaynaklarında geleneksel enerji kaynaklarına göre daha fazla sermaye kullanımı görülmektedir. Yenilenebilir enerji bir ülkenin petrol ve gaz gibi ithal enerji ürünlerine olan bağımlılığını azaltmada önemli rol oynayabilmektedir. Dolayısıyla yenilenebilir enerji yatırım projelerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasında borç ve sermaye finansmanını kolaylaştırmak için güçlü bir finansal yapıya ihtiyaç vardır. Bu bağlamda, finansal sektörün önemli bir bileşenini oluşturan katılım finans sektörü de iklim finansmanı çerçevesinde özellikle yenilenebilir enerji, iklime dayalı tarım, kentleşme, su ve ulaşım gibi alanlarda yeşil yatırım finansmanına giderek daha fazla önem vermektedir. İslami Finans Gelişim Raporu’na göre küresel katılım finans varlıkları 2021 yılında 3.9 trilyon dolar olarak gerçekleşirken 2026’da 5.9 trilyon dolara yükseleceği tahmin edilmektedir. Bu bilgiler çerçevesinde, çalışmada katılım finans alanında önde gelen ve ampirik çalışma için analiz verilerine erişilebilen Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Türkiye örneklemi üzerinde katılım finans gelişimi ile enerji tüketimi ve yenilenebilir enerji etkileşiminin ortaya koyulması amaçlanmıştır. Analiz edilen ülkeler belirlenirken İslami Finansal Hizmetler Kurulu tarafından yayımlanan İslami Finansal Hizmetler Endüstrisi İstikrar Raporu referans alınmıştır. Çalışmanın temel amacı doğrultusunda üç adet panel veri modeli kurulmuştur. Modellerde enerji tüketimi, karbon emisyonu ve yenilenebilir enerji kullanımı bağımlı değişkenler olarak kullanılırken katılım finans gelişimi ve kişi başı gayri safi yurtiçi hasıla bağımsız değişkenler olarak analiz edilmiştir. Katılım finans gelişimi göstergesi olarak analiz edilen ülkelerdeki katılım finansa erişim, toplam katılım finans varlıkları ve likit varlıklar ele alınmıştır. Ampirik çalışmadaki değişkenlere ait veriler, 2013-2019 periyodundaki yıllık verilerden oluşmaktadır. Panel veri analizi kapsamında öncelikle varsayımlar test edilmiş ve ardından havuzlanmış modelin tahmin edilmesine yönelik Breush-Pagan testi yapılmıştır. Bu testin ardından modelin havuzlanamayacağı ve sabit etkiler ile rassal etkiler modelleri arasındaki seçim için Hausman testi uygulanmıştır. Araştırma modelleri için yapılan panel veri analizi sonucunda enerji tüketimi ile katılım finans varlıkları arasında pozitif yönlü ilişki tespit edilirken katılım finansa erişim ile enerji tüketimi arasında negatif yönlü bir ilişki saptanmıştır. Öte yandan yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ile katılım finans varlıkları arasında pozitif yönlü ilişki belirlenirken, katılım finansa erişim ile yenilenebilir enerji arasında istatistiksel olarak negatif yönlü bir ilişki ortaya koyulmuştur. Başka bir ifade ile analiz edilen ülkelerdeki katılım finans varlıkları ve katılım finansa erişim enerji tüketimini istatistiksel olarak etkilemektedir. Sonuç olarak elde edilen bulgular, katılım finansman kaynaklarının çevresel yatırım alanları için daha kolay erişilebilir olmasına işaret etmektedir. Ayrıca bulgular, katılım finansman ile enerji verimliliğini arttıran ve enerji tüketimini azaltan alternatif enerji kaynaklarına daha fazla ağırlık veren politikaların geliştirilmesi gerekliliğine işaret etmektedir.