The Investigation of Malaria Cases in Manisa between 2008-2012

Abstract

Imported malaria cases, due to increasing international travel and migration, have a serious endemic potential based on unsuitable or insufficient prophylaxis, although malaria cases have decreased notably by successful eradication studies in Turkey. This paper was prepared especially in order to point out this subject, because all of the cases were imported.

Evaluation of Malaria Cases Detected in Antalya Province between 2012 and 2017

“…All of these cases were imported and the majority of patients had a travel history to African countries (20). Similarly, in the studies carried out in recent years in Bursa, Hatay and Manisa provinces, it has been reported that P. falciparum was responsible for the vast majority of malaria cases and patients had a travel history especially to African countries (19,21,22). In our study, it is thought that P. falciparum is high rate of causative agent among malaria cases due to the fact that all of the cases are from abroad and these patients had a travel history to African countries where the most common cases of malaria by P. falciparum are found in throughout the world or they came from these countries to Antalya.…”

A case of severe babesiosis treated successfully with exchange transfusion

“…1 When the data from Turkey were investigated, it was found that although local cases of malaria have decreased over the years, important malaria cases have been observed. [11][12][13][14] When signet ring forms are observed within erythrocytes in peripheral smears in the presence of an epidemiological history and periodic high fever, malaria could be considered as the primary diagnosis. 15,16 In the present case, malaria was assumed to be the initial diagnosis, since the ring-shaped parasites were observed within the erythrocytes in the first evaluation, and the region around Turkey is not endemic for human babesiosis.…”

A Case Series of Imported Malaria Caused by Plasmodium falciparum in Kayseri and Review of Literature

“…İşçi olarak beş yıldır arada Kongo'ya seyahat eden hastanın son olarak üç ay Kongo'da kalma hikayesi vardı. Türkiye'ye gelmeden 10 gün önce sıtma nedeniyle beş gün te- Tedavi bilgisi içeren çalışmalarda 14 P.falciparum sıtması olgusundan yedisinde artemisin, kalan altısında kinin içeren tedavi verildiği bildirilmektedir (5,(9)(10)(11). Bunun yanında Sudan'dan gelen bir işçide gelişen P. falciparum sıtması olgusunun klorokin ile tedavi edildiği bildirilmiştir.…”

“…Bunun yanında Sudan'dan gelen bir işçide gelişen P. falciparum sıtması olgusunun klorokin ile tedavi edildiği bildirilmiştir. Ayrıntılarında hastanın ateşinin beşinci gün düştüğünden ve sonra tekrar Afrika'ya döndüğünden bahsedilmektedir (9). Bizim olgularımızda da Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre Afrika'daki P. falciparum türleri klorokin dirençli olduğundan artemeter/lumefantrin tedavisi verildi ve hepsinin ateşleri ertesi gün normale döndü.…”

“…Son yıllarda sıtmanın Türkiye'deki durumunu incelemek için literatüre göz atıldığında Türkiye'den 2001-2013 yılları arasında yayınlanan 10 çalışmada toplam 595 olgunun sonuçlarına ulaşılmıştır (4,9,(12)(13)(14)(15)(16)(17)(18)(19) Sıtmada kuluçka dönemi 2-4 hafta arasında değişmekle birlikte daha önce 75 gün sonra ortaya çıkan olgular da bildirilmiş, ayrıca endemik bölgelerden uzaklaştıktan yıllar sonra yeniden ortaya çıkan (rekrüdesens) sıtma olguları da bildirilmiştir. Bu durumla ilgili birçok hipotez ortaya atılmış, bunlardan birisi endemik bölgeden uzaklaşma sonrası plazmodyum spesifik immünitede azalma sonrası hastalığın tekrar aktive olması olarak kabul edilmektedir (4,20).…”