The relative cytotoxicity of personal care preservative systems in Balb/C 3T3 clone A31 embryonic mouse cells and the effect of selected preservative systems upon the toxicity of a standard rinse-off formulation

In vitro induction of apoptosis, necrosis and genotoxicity by cosmetic preservatives: application of flow cytometry as a complementary analysis by NRU

“…Annexin V, PI and H2AX molecules can be associated when attached to molecules of different fluorescent colours. In a comparative study, this method has been described as the most sensitive, specific and easy to perform test for measuring cell apoptosis and genotoxicity in culture conditions [15, 21, 36]. In addition, flow cytometry also allows detecting cell morphology by size and granularity.…”

“…Alterations in the cell surface or the sensitive lysosomal membrane lead to lysosomal fragility and other changes that gradually become irreversible [19]. NRU using cultured human fibroblasts has also been described as a predictable method to evaluate the irritancy of various surfactants [20] and a mouse fibroblast cell line (3T3 clone A31) to determine the cytotoxicity of cosmetic preservatives in rise-off formulations [21]. The NRU provides a quantitative estimation of the number of viable cells in culture, however does not distinguish the death mechanism.…”

2-Amino-nonyl-6-methoxyl-tetralin muriate inhibits sterol C-14 reductase in the ergosterol biosynthetic pathway

“…BALB/C 3T3 murine embryo fibroblasts and L-02 human normal liver cells were used. These cell lines have been well characterized for their relevance for toxicity studies [25,26] . Our data clearly suggest that although 10b seemed to reduce MTS/PMS reduction in a dose dependent manner, IC 50 value for these cells was much higher than MIC 50 value for C albicans (~0.5 μg/mL).…”

The Use of Preservatives in Cosmetic Products and Their Efficiency Testing

“…Ürünlerdeki koruyucu maddelerin ürünün raf ömrü ve kullanım süresi boyunca korumayı sağlamak için yeterli konsantrasyonda olması gerekmektedir. Burada önemli olan, koruyucu madde miktarının hem tüketiciyi mikroorganizmalardan yeterli derecede koruması hem de tüketicinin epitel hücreleri-ne toksik ve irritan etkisinin olmaması ve aşırı duyarlılık gibi önemli problemlere yol açmama-sıdır (18,32) . Bu nedenle, koruyucu olarak kullanı-lacak maddenin ürüne girebilecek her türlü mikroorganizmaya karşı düşük konsantrasyonlarda etkili olması, tüketici üzerinde alerjik, toksik ya da tahriş edici etkisinin olmaması, üre-tim sırasında ve ürünün raf ömrü boyunca (değişen sıcaklık ve pH değerlerinde) kararlı olması, formülasyondaki diğer maddelerle geçimli olması, renksiz ve kokusuz olması, suda çözünebilir olması, ürünün fiziksel özelliklerini değiştirmemesi, mikroorganizmaları ortama adapte olmamaları için hemen öldürmesi, yasa ve yönetmeliklere uygun olması ve ucuz ve kolay ulaşılabilir olması gibi bazı özelliklere sahip olması gerekmektedir (3,20,26,36) .…”

“…Koruyucu maddelerin kimyasal ve biyolojik etkinliği genel olarak ürün formülasyonun-daki diğer maddelerden ve fiziksel şartlardan etkilenebilir. Koruyucu etkinliğini değiştirebilen faktörler ürünün pH'sı, içerdiği yüzey etkin madde, protein, inorganik ve organik maddeler, su, ambalaj şekli, üretim yapılan fabrikanın hijyeni, ham maddelerin olası mikrobiyal kontaminasyonu, saptanan raf ömrü ve bitmiş ürünün tüketici tarafından kötü kullanımı olduğu belirlenmiştir (3,32,34) . Koruyucu maddeler genel olarak mikroorganizmaların sitoplazma (konjugasyon mekanizması, ribozomlar, nükleik asitler, tiyol grupları, amino grupları), hücre duvarı ve sitoplazma zarı (membran potansiyeli, enzimler, zar geçir-genliği) üzerine etki eden kimyasal maddelerdir (15) .…”