Barbitürik asit ilk defa 1864 de von BAEYER tarafindan sentez edilmiştir. Bu gurup bile şiklerin hipnotik olarak ilk kullan ılanı barbital olup, VERONAL ticari ad ıyla FISCHER ve von MERING tarafindan piyasaya 1903 y ılında sürülmü ştür. Takip eden yıllarda 2500 den fazla barbitürik asit türevi sentez edilip, farmakolojik olarak incelenmi ş ve klinik kullanma için piyasaya yakla şık 50 türev sürülmüştür. Bugün hali haz ırda yakla şık 12 kadar ı yaygın olarak kullanılmaktadır (1). Yapılan ara ştırmalara göre, baz ı ilaçların metabolizmalarını barbitürik asit türevlerinin h ızlandırdığı saptandığından, kullanılmaları ayrı bir önem kazanmıştır (2). Barbitürik asit türevlerinin stabiliteleri üzerinde bugüne kadar çeşitli araştırmalar yapılmıştır (3, 4, 5, 6, 7). Sulu ortamda, özellikle alkali pH larda bozunma artar. Barbitalin yüksek pH lardaki degradasyon ürünleri s ırasıyla, dietilmalonürik asit, dietilasetilüre, dietilasetik asit, amonyak ve karbonatt ır (3,5,6,7,8).Barbitürik asit türevleri, yap ılarındaki karbonil gurubuna iki yönden bağlı azotlar ve -CH 2 gurubundaki hidrojenlerden dolay ı yeter derecede asit olup, alkalilerle tuz te şkil ederler (8). Bu tuzlar ı n Redaksiyona verildi ği tarih: 16 Ocak 1976 (*) Farmakognozi ve Galenik Farmasi Kürsüsü, Eczac ılık Fakültesi, Ankara Üniversitesi.