Türk-İslam medeniyetinin kimliğini oluşturan müesseselerden birisi olarak vakıf müessesesi ve işleyişi Osmanlı toplum yapısının şekillenmesinde önem arz etmektedir. İslam kültürünün geliştirdiği yardımlaşma ve dayanışma duygusunun, sistemli ve devamlılık arz eder bir şekilde müesseseleştirilerek uzun yıllarca İslam toplumunun ihtiyaçları bu müesseseler tarafından karşılanmıştır. İslam tarihi içerisinde vakıf müessesesinin en işlevli ve sistemli olarak geliştirildiği dönem Osmanlı Dönemi olmuştur demek mümkündür. Osmanlı devlet yapısı içerisinde vakıf müessesesinin işleyişi ve devamlılığı özellikle dikkat edilen ve özen gösterilen bir husus olarak dikkati çekmektedir. Vakıfların oluşturulması, sınırlandırılması, hangi şartlarla işleyeceği, faydalanacak hedef kitle ve vakfın nasıl idare olunacağı kayıt altına alınarak hem işleyişle ilgili problemlerin önüne geçilmiş hem de uzun soluklu olmaları sağlanmıştır. Çalışma, Osmanlının klasik döneminden XIX. Yüzyıla kadar Kepsud Nahiyesinde bulunan vakıflarla ilgili olacaktır. Çalışmanın temelini Osmanlı arşiv kaynakları oluşturacaktır. Kayıtlar incelendiğinde bahsedilen zaman aralığı temel alınmış olmakla birlikte, kayıtlarda daha önceki dönemlerin izleri de görülecektir. Arşiv belgeleri tetkik edildiğinde Kepsud Nahiyesinde ulaşılan vakıflar, Medine-i Münevvere vakıfları, selatin vakıfları ve amme vakıfları olarak gruplandırılmış ve bahsedilen vakıflarla ilgili tahliller yapılmıştır. Çalışmanın temel kaynakları olarak Osmanlı arşiv kaynakları temel alınmış ve bahsedilen belgelerde Kepsut Nahiyesi vakıfları ile ilgili bilgiler ortaya çıkartılarak tetkik ve tahlil edilmiştir. Bahsedilen vakıflarla ilgili belgelerde bulunan bilgilerden hareketle Osmanlı dönemi Kepsud Nahiyesinin toplumsal yapısı, iktisadi ve idari yapısı ile alakalı yorumlamalara gitmek mümkün olacaktır.