Uluslararası ilişkiler yazınında fazla yer edinememiş olan irredantizm, son zamanlarda Rusya dış politikasının önemli bir unsuru olmuştur. Bir ülkenin, başka bir ülkede yaşayan soydaşları üzerinde hak iddia ederek bu topluluğun bulunduğu toprakları kendi sınırına katmak istemesini ifade eden kavram, tanımı ve uygulanışı itibariyle büyük bir sorun teşkil etmektedir. Ayrıca, iredantizmin net bir çerçevesinin çizilememiş olması, uygulamanın devletlere bırakılmış olması ve yasal bir kısıtlamanın bulunmaması hasebiyle uluslararası ilişkilerde birçok probleme yol açabileceği de yadsınamaz bir gerçektir. İrredantizm mantığıyla, devletlerin soydaşlarını bahane ederek karşılıklı topraklarını işgal ya da ilhak etme ihtimalinin ilerleyen süreçte hem bölgesel hem de küresel sorunları da beraberinde getireceği aşikardır. Bu bağlamda, çalışmada Rusya’nın 2008 yılından itibaren sırasıyla Gürcistan Savaşı, Kırım İlhakı ve Ukrayna Savaşları örnekleri üzerinden irredantizm politikaları incelecektir. Çalışmanın temel vurgusu ise, Rusya’nın bu operasyonları, ileri sürdüğü gibi irredantist argümanlarla değil de bölgesel yayılmacı tavrının bir parçası olarak gerçekleştirdiğini ve irredantizm adeta bir bahaneye dönüştürdüğünü ortaya koymaktır.