Öz: Açıklama insanlık için yazılı tarihin ilk dönemlerinden itibaren önemli bir entelektüel ihtiyaç olarak görülmüştür. Açıklamanın amacı anlamayı sağlamaktır ve anlama insan anlığının en karakteristik işlevidir. Açıklama gerektiren sorular sormak ve bu soruları cevaplamaya çalışmak, insanlarda gelişmiş bir eylem olan dünyayı biçimlendirme çabasının içerisindeki entelektüel bir yaratıcılığı gerektirir. Bu yaratıcılık aslında olanı olduğu gibi, salt bir biçimde değerlendirmek demektir. Batı'da metafizik çalışmalar başlamadan önce, Antik Yunan'da karmaşık bir mitoloji bulunmaktaydı ve açıklama bu mitler içinde filizlenmişti. Mitler var olanı, düzenlemekte, birleştirmekte, tutarlı ve anlamlı kılmaktaydı. Muthos'tan, logos'a geçiş olarak mitlerden felsefeye geçiş, kişileştirmeden veya mitleştirmeden uzak durmaktan daha köklü bir dönüşümü; politik, dini ve sosyal bir değişimin ürünü olmaktan ziyade, kapalı bir toplumdan tamamen uzakta entelektüel bir dönüşümü ifade eder. Açık bir topluma doğru, gittikçe genişleyen bir zümre tarafından geçmişin değerleri görece önemsizleştirilir ve yeni düşünceler biçimlendirilir. Düşüncede yapılan bir devrim için önemli olan; bazı şeyleri belirleyen tarafsız, değişmeyen ve eşitliği sağlayan bir yasa fikrinin ortaya çıkmasıdır. Aynı olgulara ilişkin tartışma, genel ve değişmeyen yasa ilkelerine ya da akla başvurularak yönetilmelidir. Gökyüzü ve Yeryüzündeki dönüşümleri, düzenlilikleri tanımlayan ve bunlarla ilgili ön-deyi sağlayan rasyonel açıklamaları arayanlar Presokratlar olmuştur. Antik Yunan kozmolojisinde köklerini bulan felsefe, var olan şeylerin temel öğeleri içinde mevcut olan rasyonel düzeni bularak evreni anlamaya çalışmıştır. Açıklama kavramının çetrefilli yapısını gören ilk teorisyenler Presokratlardı, ancak bu kavramla ilgili ilk bilinçli çalışmaya cesaret eden filozoflar Platon ve Aristoteles olmuştur.