OBJECTIVE:We aimed to evaluate thiol/disulfide homeostasis as an oxidative stress parameter in end-stage renal disease patients receiving different substitutive therapies.
MATERIAL and METHODS:Twenty-four renal transplantation (46.2±8.1 years), 24 peritoneal dialysis (47.8±8.5 years), and 25 hemodialysis patients (45.7±16.0 years), and 24 healthy controls (47.6±8.1 years) were included. Serum native thiol, total thiol, and disulfide levels were measured for all subjects.
RESULTS:Serum total thiol and native thiol levels in the ESRD patients were significantly lower than those in the controls (P<0.001). Native and total thiol levels were significantly lower in PD (256 ± 45 μmol/L, and 287 ± 57 μmol/L) compared to HD (324 ± 44 μmol/L and 356 ± 46 μmol/L) group (p<0.01 and p=0.03). Disulfide/native thiol and disulfide/total thiol levels increased significantly in the PD and transplantation patients compared to control group (P<0.001). Positive correlation was observed between total thiols (r= 0.491 P<0.001), disulfide/native thiol ratio (r=0.383, P<0.001), and blood urea nitrogen; disulfide levels and blood urea nitrogen showed a negative correlation (-0.415, P<0.001). Disulfide levels and glomerular filtration rate showed a positive correlation (r=0.276, P=0.030).
CONCLUSION:Serum thiol/disulfide homeostasis can be an indicator of oxidative stress in end-stage renal disease and that thiol/disulfide homeostasis analysis should be included in the routine monitoring of end-stage renal disease patients.
KEy wORDS: Hemodialysis, Peritoneal dialysis, Renal transplantationÖz AMAÇ: Çalışmada son dönem böbrek yetmezliği hastalığı için farklı renal replasman tedavisi alan hastalarda bir oksidatif stres belirteci olarak tiol/disülfit dengesinin araştırılması amaçlanmıştır.
GEREÇ ve yÖNTEMLER:Yirmi dört böbrek nakli yapılmış (46,2±8,1 yaş), 25 hemodiyaliz (45,7±16,0 yaş) ve 24 periton diyalizi (47,8±8,5 yaş) hastaları ile 24 sağlıklı kontrol (47,6±8,1 yaş) çalışmaya dahil edildi. Tüm olgularda nativ tiyol, total tiyol ve disülfit seviyeleri ölçüldü.
BULGULAR:Hastalarda kontrol grubu ile karşılaştırıldığında total tiyol ve nativ tiyol seviyeleri anlamlı olarak düşüktü (p<0,001). Nativ ve total tiyol düzeyi periton diyalizi hastalarında (256±45 μmol/L ve 287±57 μmol/L) hemodiyaliz hastalarına (324±44 μmol/L ve 356±46 μmol/L) göre anlamlı düşüktü (p<0,01 ve p=0,03). Periton diyalizi ve transplantasyon hastalarında disulfit/nativ tiyol ve disülfit/total tiyol düzeyleri kontrol grubuna gore anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0,001). Total tiyol (r=0,491 P<0,001) ve disulfit/nativ tiyol oranı (r=0,383, P<0,001) ile kan üre nitrojeni arasında pozitif korelasyon; disülfit seviyeleri ve kan üre nitrojeni arasında negatif korelasyon (-0,415, P<0,001) saptandı. Disülfit seviyeleri ve glomerülar filtrasyon değeri arasında pozitif korelasyon (r=0,276, P=0,030) bulundu.
SONUÇ:Tedavi alan son dönem böbrek hastalarında rutin hasta takibinde serum tiyol/disülfit oranı oksidatif stres belirteci olarak kullanılabilir.