Türkiye'de Roman kadınlarla ilgili bilimsel literatür çok sınırlıdır. Dahası, Roman kadınların sesleri bu literatürde nadiren duyulmaktadır. Çoğunlukla Roman kadınlar bu çalışmaların öznesi olmaktan ziyade nesnesi olarak karşımıza çıkıyor. Feminist metodoloji bu pozisyonun karşısında duruyor ve yapılan çalışmalarda kadınların sesini öncellemeyi salık veriyor. Bundan hareketle, Roman kadınların seslerine ve aidiyet anlatılarına odaklanarak yapılan bu çalışma, Roman kadınların kendilerini Türkiye'nin sosyo-politik bağlamında etnik, dini, ulusal ve toplumsal cinsiyet kategorilerine göre nasıl konumlandırdıklarına cevap verme girişimidir. Dahası, Roman kadınların sosyal algıları ve onları daha çok aşağılayan ve kötüleyen sosyo-politik büyük anlatıları nasıl benimsediklerini, müzakere ettiklerini ve bunlara nasıl direndiklerini araştırarak mevcut literatüre katkı sunmayı amaçlıyor. Çalışma sonucunda, Roman kadınların kendilerini ve kendi etnik kökenlerini tanımlarken Türkiye'nin sosyo-politik bağlamında önemli ipuçları verdikleri fark edilmiştir. Ayrıca, Roman kadınların günlük hayatlarını idame ettirirken sosyal dışlanma ve ayrımcılık yaşadıkları, temelde etnik köken, yoksulluk, cinsiyet kıskacında kaldıkları, bu kıskaçtan sıyrılmak amaçlı çeşitli pratikler ve taktikleri uyguladıklarını söylemek mümkündür.