Türkiye’de Eylül 2021 döneminden itibaren tatbik edilmeye başlanılan geleneksel olmayan politikaların önemli bir bileşeni olan Kur Korumalı Mevduat (KKM) ve diğer makro-mikro ihtiyati tedbirler politika faizinin farklı amaçlarla kullanılmasının doğurduğu boşluğu gidermeyi amaçlamıştır. Aralık 2021 döneminde uygulamaya konulan KKM sistemi, döviz talebini ve kur artışını baskılamak, TL varlıklara yönelişi sağlamak, rezervleri artırmak gibi amaçları bünyesinde taşımıştır. Finansal analiz odaklı çalışmada, KKM sisteminin kurgusu, özellikleri, uygulanmaya konulma süreci açıklandıktan sonra Aralık 2021-Eylül 2023 döneminde KKM’nin TCMB, Hazine ve bankacılık sektörü üzerinde yarattığı etkiler değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre; ilgili dönemde, dövize endeksli KKM dâhil edildiğinde yabancı para mevduatın payının (%65) değişmediği, kısa vadeli mevduatın toplam mevduat içindeki payının %92’den %74’e gerilediği, yapılan hesaplamaya göre Eylül 2023 dönemine kadar KKM’nin takriben 1 trilyon TL'lik toplam maliyetinin 860 milyar TL'lik kısmının TCMB bünyesinden karşılanarak parasal genişlemeye neden olunduğu, swap ve dövizden dönüşümlü KKM sonrası rezervlerin 85 milyar USD azaldığı belirlenmiştir.