Türkiye ekonomisi 1946 yılında yaptığı devalüasyonla birlikte, daha önce uygulamış olduğu devletçi iktisat politikalarından uzaklaşmaya başlamış ve görece daha liberal ekonomi politikalarına yönelmiştir. Bu dönüşüm, İkinci Dünya Savaşı sonrasının küresel ekonomik ve politik gelişmelerinden etkilendiği gibi, Türkiye ekonomisinin içsel dinamiklerinden de etkilenmiştir. Savaş sonrasındaki liberalizasyon ve küreselleşme eğilimleri ile Avrupa’nın yeniden imarı amacıyla uygulanan politikalar Amerika Birleşik Devletleri (ABD) öncülüğünde Batı Bloku ekonomilerinin geçirdiği dönüşümün temelini oluşturmuştur. Bununla birlikte, Türkiye ekonomisinde kuruluşundan itibaren var olan ve devletçilik ve İkinci Dünya Savaşı döneminde giderek derinleşen çatışma alanları 1946 dönüşümünün içsel nedenlerini oluşturan diğer faktörler olarak değerlendirilebilir. Çalışmanın temel amacı, Türkiye ekonomisinde 1946 dönüşümünün içsel nedenlerini uygulanan ekonomi politikaları ve devlet ile sermaye çevreleri arasındaki ilişki bağlamında incelemektir. Bu nedenle, dönüşüme neden olan dışsal etmenlerin derinlemesine incelenmesi yerine, ağırlıklı olarak devletin ekonomiye yaklaşımının meydana getirdiği içsel çatışma alanlarına odaklanılmıştır. Devletçi sanayileşme modelinin sermaye çevreleri üzerindeki olumsuz etkilerinin Savaş döneminde iyice derinleşmesi ve yine devletçi sanayileşme modelinin özellikle yatırım ve ara malları üretimine ilişkin sınırları Savaş ertesinde ekonominin tüm kesimlerinden devletçi politikalara karşı artan tepkilere ve sermaye çevrelerinin görece daha liberal ilkeler çerçevesinde küresel ekonomiye entegrasyon taleplerine neden olmuştur.