Bilgi kavramı, sanayi sonrası gelişmelerin biçimlendirdiği bilgi toplumunda farklı dinamikler kazanmış, ekonomik, kültürel ve sosyal gelişme ile kalkınma ve sürdürülebilirliğin ön koşulu durumuna gelmiştir. Bu çalışmanın temel amacı, bilgi toplumunda bilgi kavramına atfedilen güce koşut olarak bilgi yönetimi ve bilgiye erişimin nasıl bir dönüşüm yaşadığını ve bu bağlamda kütüphanelerin yerini sorgulamaktır. Nitel betimleme yöntemi ile yapılan çalışmanın verileri yerli ve yabancı literatürden elde edilmiş ve analiz edilmiştir. Çalışmanın bulgu ve sonuçları, bilgi kavramının, toplumların temel üretim ögeleri olan emek, sermaye, doğal kaynaklar ve girişimciliğin oldukça güçlü bir ortak paydası durumuna geldiğini ve bilgi yönetimi ile bilgiye erişimin geleneksel yapıdan uzaklaştığını göstermektedir. Küreselleşme ile hızı ve çeşitliliği artan bilgi ve iletişim teknolojilerinin ürettiği sosyo-ekonomik ve kültürel yeni yapı, geleneksel ortam, yöntem ve yaklaşımların yetersiz kaldığı bir dönüşümü başlatmıştır. Bu görece yeni yapı ve ortama uyum sağlamak ve ilişkili sorunlarla başa çıkmak ise yeni yaklaşım, sistem ve politikalar ile yeni bilgi ve becerileri gerektirmektedir. Kütüphaneler, bilgi toplumunun gerektirdiği anlayış, farkındalık, eğitim, bilgi ve becerileri geliştirmeye destek olabilecek önemli kuruluşlar arasındadır. Bilgi çağında ve bilgi toplumunda ortaya çıkan pek çok gelişme (küresel yakınsama/hibrit medya ekolojisi, teknoloji, zaman ve mekân sınırlarının bulanıklaşması, değişen insan tercih ve gereksinimleri vb.) bilgiye erişimin dönüşümünü tetiklerken, bu dönüşümün kütüphane ve bilgi merkezlerine yansıması doğal bir sonuçtur. Bilgi toplumu ve çağının kütüphane ve bilgi merkezleri, bilgiye erişimin tüm boyutları ile (doğruluk, çeşitlilik, hız, teknoloji, eğitim vb.) gözlendiği kurumlardır.