Amaç: Bu çalışmanın amacı, acil serviste farklı miktarlarda ve farklı kan ürünleriyle transfüzyon yapılan hastalarda, oksidatif stres faktörlerinden thiol-disülfit homeostazisini değerlendirip; oksidatif stres düzeyi için bir belirteç olarak kullanılıp kullanılmayacağını araştırmaktır.
Gereç ve Yöntemler: Semptomatik olan ve bununla birlikte tetkiklerinde hemoglobin değeri < 7g/dl ve/veya hematokrit < %21 olan 18 yaş üstü hastalar çalışmaya dâhil edilmiştir. Çalışmaya dâhil edilen hastalardan, transfüzyon öncesi ve transfüzyondan 1 saat sonra sarı kapaklı biyokimya tüpüne thiol-disülfit homeostaz düzeyi çalışılması için kan alınmıştır. Ayrıca hastaların yaş, boy, kilo, transfüzyon öncesi laboratuvar değerleri, hangi kan ürünü ile transfüzyon yapıldığı ve transfüzyon miktarı hazırladığımız olgu formlarına kaydedilmiş ve bu toplanan veriler arasında karşılaştırma yapılmıştır. Çalışma grubundaki hastalar mevcut kronik hastalıklarına göre bilinen kronik hastalığı bulunmayan, bir kronik hastalığı ve çoklu kronik hastalığı bulunanlar olarak gruplandırılmıştır.
Bulgular: Hastaların transfüzyondan önce ve sonra native thiol, total thiol ve disülfit değerleri karşılaştırıldığında değerlerde artış olmakla birlikte, p değerleri sırası ile 0,124, 0,103, 0,247 olarak hesaplanmış ve anlamlı istatistiksel değer elde edilmemiştir. Kronik hastalık varlığına göre yapılan gruplama sonrasında hastaların transfüzyon öncesi ve sonrası thiol–disülfit parametrelerinde anlamlı değişiklik saptanmamıştır. Aynı şekilde uygulanan transfüzyon ünitesi miktarındaki farklılıklarda karşılaştırıldığında anlamlı veriye ulaşılamamıştır.
Sonuç: Çalışmaya alınan hasta grubunda transfüzyondan önce ve sonrasındaki 1. saatte yapılan oksidatif stres değerlendirmesinde thiol-disülfit homeostazisi anlamlı bulunmadı. Yapılacak geniş çaplı araştırmalar sonucunda kolay, ucuz ve hızlı sonuçlanan biyokimyasal bir parametre olan thiol-disülfit homeostazisinin etkinliğinin araştırılması gerektiğini düşünmekteyiz.