ÖZETUzun süren üreteral obstrüksiyonun böbrek fonksiyon kaybına neden olduğu iyi bilinmektedir. Üriner sistem taşına bağlı herhangi bir obstrüksiyonun kontrastsız çok kesitli bilgisayarlı tomografi (KÇKBT) ile belirlenmesi tedavi zamanlaması hakkında karar vermek açısından çok önemlidir. Çalişmamızda deneysel hidronefroz oluşturulan ratlarda renal parankim dansitesinde meydana gelen değişiklikler KÇKBT ile değerlendirildi. Bu çalışmada sol üreterlerinde total veya parsiyel obstrüksiyon oluşturulmuş SpraqueDawley ratların böbrek parankim dansiteleri deneyin 1.,3. ve 30. günlerinde KÇKBT ile değerlendirilerek, sham ve kontrol grubu ratların böbrek parankim dansiteleri ile karşılaştırıldı. Parsiyel üreteral obstrüksiyon oluşturulmuş ratların böbrek parankim dansiteleri ile kontrol grubunun böbrek parankim dansiteleri arasında anlamlı bir fark olmadığı saptandı. Bununla birlikte total üreteral obstrüksiyon oluşturulmuş ratların böbrek parankim dansitelerinin karşı taraf böbrekleri ve kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı olarak azaldığı saptandı. Böbrek üst, orta ve alt segmentlerinin ortalama dansite değerleri benzerdi. Elde edilen bu bulguların insanlarda üreter obstrüksiyonun sonuçlarının değerlendirilmesinde yararlı olabileceğini düşünmekteyiz. KÇKBT değerlendirilmesinde renal parankim dansitesinin azalması renal parankimal hasarın bir göstergesi olabilir.J. Exp. Clin. Med., 2012; 29:215-220 It is well known that a prolonged ureteral obstruction leads to function loss of the congested kidney. Determining whether kidney stones cause any obstruction by noncontrast multislice CT is crucial for deciding about the timing of treatment. In our study we evaluated by Non-Contrast Multislice Computed Tomography (NCMSCT) detectable reliable changes of the density of the renal parenchyma in rats with artificial hydronephrosis. We made total or partial obstruction to left ureters of Spraque-Dawley rats, and applied sham operation to control groups. Using NCMSCT we measured the renal average parenchyma densities in the first, third and thirteenth days of operation. There was no significant difference between the parenchyma density of partial obstructed group and control group. However the parenchyma density in totally obsructed kidneys has significantly decreased compared to the contralateral kidneys and control group. In this group the duration of the obstruction correlated with signifıcantly decreased parenchyma density. The average density values of the upper, middle and lower renal segments were similar. We assume that our results can be useful in the evaluation of the consequences of the ureteral obstruction. The decrease of the parenchyma density evaluated in NCMSCT could be an important indicator of the renal parenchymal damages.