Öz
İslamın beş şartından biri olan hac ibadeti Müslümanlar için oldukça önemlidir. 1517 yılında Hicaz’ın Osmanlı topraklarına katılmasından sonra hac yolculukları büyük bir önem kazanmıştır. Bu durum hac ibadeti ile ilgili menâsik, menâzil ve edebî niteliğe sahip eserlerden müteşekkil bir hac edebiyatı oluşmasını sağlamıştır. Özellikle 16. yüzyıldan sonra Türkçe kaleme alınan çok sayıda hac edebiyatı eseri bulunmaktadır. Bu eserlerden biri de bu çalışmanın konusunu teşkil eden Beyzâde Mustafa’ya ait Menâsikü’l-hac adlı eserdir. Beyzâde Mustafa’nın Menâsikü’l-hacc’ının yazılış gayesi, hacı adaylarına kılavuz kitap hazırlamaktır. Müellif eserinde diğer menâsik kitaplarında olduğu gibi hac ibadetinin temel terimlerinden, ibadetin farzlarından, ibadet esnasında yapılması ve yapılmaması gerekenlerden bahsetmekte; umre ve haccın her aşamasında okunması gereken dualara yer vermektedir. Bu çalışma kapsamında Beyzâde Mustafa’nın Menâsikü’l-hac eseri incelenmiş ve eserde yer alan bilgilere eserdeki sırasına göre yer verilmiştir. Ayrıca Arapça duaların okunduğu bölümlere yer verilmiş, müellifin yararlandığı kaynaklar açıklanmıştır. Eserin dikkat çeken bir özelliği de umre yolcusunun ya da hac adayının anlamayacağı düşünülen terimlerin ve yer adlarının açıklanışıdır. Bu kelime ve kavramlar tespit edilerek müellifin anlatım diline müdahale edilmeden metin içi kavramlar sözlüğü oluşturulmuştur.