For many years the EU countries in Turkey's foreign trade is seen as the main trading partners. However, due to particularly in energy and raw material trade, shares of countries that are members of the Shanghai Cooperation Organization (SCO), especially the Russian Federation and China. also increased in the foreign trade of Turkey. The main purpose of the study is to discuss the comparative view of EU and SCO in the foreign trade of Turkey which goals to be an economic power in its region and reveal the effectiveness of trade with these two trading blocks for Turkey's economic growth. In the study, data from 6 EU countries and 6 SCO member countries with the highest transaction volume between the years of 2000-2017 were used. Place of 12 countries that considired approximately 42% in the foreign trade of Turkey. The results of the analysis of both trade blocs have been considered to be very important for Turkey's economy. Trading (import-export) both with EU and SCO countries influence Turkey's economic growth and variables in both the short and long term shows the presence of a meaningful relationship. Economic growth and foreign trade data show that there is a bi-directional causality between the two trading blocks.
Küresel iktisadi yapıda ortaya çıkan dönüşüm ve artan rekabet, ülkelerin ekonomik büyüme yapılarını direkt olarak ilgilendirmektedir. Artan rekabetle birlikte firmaların, sektörlerin ve bütünüyle ülke ekonomisinin rekabet edebilirliğinin önemi de artmaktadır. Özellikle İkinci Dünya Savası sonrası ortaya çıkan ekonomik düzlemde, dış ticaret ve buna bağlı olarak şekillenen makroekonomik büyüklükler tüm dünyada üretim sürecini etkilemiştir. Gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlayabilmeleri için ihracat odaklı bir ekonomik yapıyı benimsedikleri görülmektedir. Dünya ekonomisinde sürekli artan işlem hacmi ve küresel ticaretteki hızlanma bu gelişmeleri yakından takip eden ve adapte olabilen ülkeler için avantaj sağlarken diğer ülkelerin aleyhine işlemektedir. Doğal kaynağa dayalı olmayan bir ekonomide dış ticarette avantajlı konum elde edebilmek ancak reel sektörimalat sanayi sektöründeki üretim artışına, üretim maliyetlerine, ithalatçı ülkelerin ekonomik gelir düzeyine ve kurdaki gelişmeler gibi etkenlere bağlıdır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından bakıldığında artan ihracata bağlı olarak ülke ekonomilerinde ekonomik büyüme görülmektedir. Ancak, üretimin ülke geneline dağılmaması, belirli kent ve bölgelerin üretimin ağırlığını üstlenmesi ülke içerisinde gelir düzeyinin sağlıklı bir dağılımının gerçekleşmemesine neden olmaktadır. Türkiye'de de bu durum geçerlidir. Çalışma, Türkiye için 81 ilin ihracata olan katkısı ile bu illerin milli gelirden aldıkları pay arasındaki bağlantıyı test etmektedir. 2004-2018 yılları arası toplam ihracat, illerin ihracat ve fert başı milli gelir verilerinden hareketle gerçekleştirilen analiz sonucunda değişkenler arasında anlamlı bir ilişkinin varlığı ortaya konulmaktadır.
Bölgeler ve ülkelerarası kalkınmış farkı göçün en temel tetikleyici unsurudur. İnsanların, daha iyi ekonomik koşullarda yaşama, daha iyi eğitim alma, daha iyi sağlık hizmeti alma ve genelde daha yüksek sosyo-ekonomik refah standardında yaşama isteği nedeniyle ortaya çıkan göç, terk edilen ve yeni yerleşilen her iki alan için çeşitli sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Nüfusun yoğunlaştığı bölgelerdeki kamu hizmetlerinin aksaması ve refah standardının azalmaya başlaması ve aynı zamanda terk edilen bölgelerdeki sosyal ve ekonomik standardın azalması sonucunda sosyal düzensizlik ve ekonomik istikrarsızlık ortaya çıkmaktadır. Göçü engelleyici uygulamalar yapmak için bu sorunların kaynağında çözülmesi gerekmektedir. Gerek göçün azaltılması gerekse de geri dönüşün sağlanması için yapılması gereken genel sosyal ve ekonomik politikalar belirlenmeli ve bu çerçevede ulusal ve uluslararası uygulamalar yapılmalıdır.Bu çalışmada, göçün nedenleri araştırılmış ve göç edenler üzerindeki etkileri analiz edilmiş, geri göç için yapılabilecek uygulamalar konusunda doğrudan birincil veriler kullanılarak değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Development distinction between regions and countries is the most essential triggering element of migration. Migration arising from wills related to living in better economic conditions, getting better education, getting better health services and generally living at higher socioeconomic welfare level bring out several consequences for both places left and recently settled. Social disorder and economic instability occur when public services halt, welfare level starts to decrease in populated areas and therewith social and economic levels decrease in areas left. These problems should be solved at base for carrying out practices directed to stop migration. General social and economic policies necessary for stopping migration and remigration should be determined and in this framework national and international implementation should be made. In this study, causes and effects on immigrants of migration have been analyzed and evaluations about possible practices for remigration have been made by using primary data.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.