Postburn skin contracture of the inframammary sulcus is a commonly encountered problem, especially in pubescent girls. Release of these contractures is commonly performed by split-thickness skin grafts, which necessitate further operations as the child grows. If the contracture of the inframammary sulcus is only one-sided, then the inframammary tissues of the contralateral breast can be used for reconstruction with the fasciocutaneous island flap. The donor site can be closed primarily without disrupting the appearance of the healthy breast, and the skin incision is hidden in the inframammary sulcus. The flap described here is a fasciocutaneous island flap based on the internal mammary artery and the perforating branches to the skin and subcutaneous tissues that the artery gives off as it leaves the thoracic cavity through the seventh intercostal space. After being supported by fresh cadaver and angiographic studies, the flap was applied to seven female patients (four of whom were pubescent) with burn contracture of the breast; satisfactory results were obtained. In defects of the mammary region that required volume or for which repair by skin grafting was planned, in sternal defects, or in young patients, this flap seems to be the best choice.

No abstract

Amaç: Laparoskopik kolesistektomi uygulanan olgularda safra kesesi hastalıklarının dağılımını belirlemek amaçlanmıştır. Hastalar ve Yöntem: Laparoskopik kolesistektomi uygulanan toplam 404 olguya ait kolesistektomi spesimeninin patolojik özellikleri tekrar gözden geçirildi. Olgulara ait lamlar ve patoloji raporları yeniden değerlendirildi. Bulgular: Üçyüz iki olgu (%74,75) kadın, 102 olgu (%25,25) ise erkekti. Olguların yaş aralığı 16-80, yaş ortalaması 47,68±12,93 idi. En çok rastlanan hastalıklar 393 olguda görülen kolelitiazis ve 363 olguda görülen kronik kolesistitti. Ksantogranulomatöz kolesistitli tek olgumuzda safra kesesi intraoperatif olarak malignite açısından kuşkulu bulunmuştur. Kırk altı olguda metaplazi, dört olguda displazi ve sadece bir olguda insidental olarak adenokarsinom belirlendi. Sonuç: Laparoskopik kolesistektomi uygulanan olgularda safra kesesinde malign tumor insidansı çok düşüktü (%0,24). Klinik olarak bulgu göstermeyen malignitelerin saptanabilmesi veya ksantogranulomatöz kolesistit gibi malignite kuşkusu oluşturan bulguların ekarte edilmesi için kolesistektomi spesimenlerinin rutin olarak, yeterli sayıda örneklerin histopatolojik incelemeye alınması gerektiği görüşündeyiz.