During growth and development, maxillofacial structures develop depending on a number of genetic and environmental factors. If the growth of these structures occurs disproportionately and abnormally, a dentofacial deformity occurs. 1 Mild

Anksiyete, tehdit veya tehlike durumuna otonom sinir sisteminin aktivasyonuyla kaygı, stres, gerilim ve endişe gibi duygusal tepkiler verilen bir reaksiyondur. 1 Normal derecedeki anksiyete, olması gereken ve kişiyi tehlikeli durumlardan koruyabilecek bir uyarıdır. Anksiyete ve korku, insanın varoluşundan bu yana bir savunma mekanizması olarak işlev görmektedir. Anksiyete ve korku sıklıkla aynı anlamlarda kullanılsa da anksiyete, daha çok kökeni iç çatışmalara dayanan, bilinç dışı oluşan bir durumdur. Çoğu zaman bu 2 kavramın ayrımı yapılamaz. 2 Dental anksiyete ise özel olarak diş tedavisine ve diş hekimine yönelik bir durumdur. Diş hekimliği korkusu veya fobisi yaygın olarak görülen ve çeşitli

ÖZBu vaka raporunda; bilateral sagittal split ramus osteotomisi planlanan hastada, geçirmiş olduğu rinoplasti ameliyatları nedeniyle retromolar entübasyonla yapılan ortognatik cerrahinin sunumu amaçlanmıştır. Mandibular deformitesi olan 22 yaşındaki bayan hasta Ağız Diş ve Çene Cerrahisi kliniğine başvurdu. Hastada bilateral sagittal split ramus osteotomisi yapılarak alt çenenin 6 mm geri alınması planlandı. Genel anestezi öncesinde rutin hazırlıklarında hastanın 3 ay önce rinoplasti yaptırdığı öğrenildi. Rinoplasti işlemi sonrası elde edilen estetik görünümün bozulmaması için nazal entübasyondan vazgeçildi. Ameliyat sırasında oklüzyon kontrollerini etkilemeyecek şekilde retromolar entübas-yon yapılarak hasta başarılı bir şekilde opere edildi. Hava yolu güvenliğini sağlamada sıklıkla kullanılan oral ve nazal entübasyon her zaman uygulanamayabilir. Retromolar bölgede yeterli boşluk varsa retromolar entübasyon tekniği ortognatik cerrahi ameliyatlarında alternatif bir yöntem olarak düşünülebilir. Anahtar Kelimeler: entübasyon, ortognatik cerrahi, retromolar GİRİŞCerrahi operasyonlar öncesi genel anestezi uygulamalarında yapılan entübasyon işlemi; hava yolunun açık tutulmasını, havayolu ve solunumun kontrol edilebilmesini, aspirasyon tehlikesinin azaltılmasını sağlayan önemli basamaklardan biridir. Vakaların ABSTRACTIn this case report, we aimed to present retromolar intubation in a patient undergoing bilateral sagittal split ramus osteotomy. Nasal entubation was impossible for this patient with rhinoplasty. A-22-year old female with mandibular deformity was referred to the Department of Oral and Maxillofacial Surgery. Orthognathic surgery was planned as a first surgery concept according to patient's individual and orthodontist request. Bilateral sagittal split osteotomy was planned for mandibular setback. Patient has been operated for rhinoplasty by her plastic surgeon three months ago. Because of adverse effects and risks of damage to rhinoplasty, nasotracheal intubation was contraindicated. Retromolar intubation was preferred. This tecnique allowed intraoperative assessment ofthe occlusion and maxillomandibular fixation during the operation. Sometimes orotracheal and nasotracheal intubation are contraindicated. In the presence of enough space in the retromolar region, retromolar intubation techniques in orthognathic surgery can be considered as an alternative method of operation.