By sequencing 727 ancient individuals from the Southern Arc (Anatolia and its neighbors in Southeastern Europe and West Asia) over 10,000 years, we contextualize its Chalcolithic period and Bronze Age (about 5000 to 1000 BCE), when extensive gene flow entangled it with the Eurasian steppe. Two streams of migration transmitted Caucasus and Anatolian/Levantine ancestry northward, and the Yamnaya pastoralists, formed on the steppe, then spread southward into the Balkans and across the Caucasus into Armenia, where they left numerous patrilineal descendants. Anatolia was transformed by intra–West Asian gene flow, with negligible impact of the later Yamnaya migrations. This contrasts with all other regions where Indo-European languages were spoken, suggesting that the homeland of the Indo-Anatolian language family was in West Asia, with only secondary dispersals of non-Anatolian Indo-Europeans from the steppe.
We present the first ancient DNA data from the Pre-Pottery Neolithic of Mesopotamia (Southeastern Turkey and Northern Iraq), Cyprus, and the Northwestern Zagros, along with the first data from Neolithic Armenia. We show that these and neighboring populations were formed through admixture of pre-Neolithic sources related to Anatolian, Caucasus, and Levantine hunter-gatherers, forming a Neolithic continuum of ancestry mirroring the geography of West Asia. By analyzing Pre-Pottery and Pottery Neolithic populations of Anatolia, we show that the former were derived from admixture between Mesopotamian-related and local Epipaleolithic-related sources, but the latter experienced additional Levantine-related gene flow, thus documenting at least two pulses of migration from the Fertile Crescent heartland to the early farmers of Anatolia.
Literary and archaeological sources have preserved a rich history of Southern Europe and West Asia since the Bronze Age that can be complemented by genetics. Mycenaean period elites in Greece did not differ from the general population and included both people with some steppe ancestry and others, like the Griffin Warrior, without it. Similarly, people in the central area of the Urartian Kingdom around Lake Van lacked the steppe ancestry characteristic of the kingdom’s northern provinces. Anatolia exhibited extraordinary continuity down to the Roman and Byzantine periods, with its people serving as the demographic core of much of the Roman Empire, including the city of Rome itself. During medieval times, migrations associated with Slavic and Turkic speakers profoundly affected the region.
Özet: Düzce ili Konuralp Mahallesi'nde yer alan Prusias ad Hypium antik kenti, Hypios ismini taşıyan, Melen Nehri kenarındaki korunaklı bir tepenin güney yamacında kurulmuştur. Bir liman kenti olmamasına ve denizden uzak olmasına rağmen Hypios Nehri kenarındaki Prusias ad Hypium, Melenağzı mevkisinden Pontos Euxeionos'a dökülen ve taşımacılıkta kullanılan nehrin doğal imkânlarından faydalanmıştır. Karadeniz'e ve nehir yoluyla iç kesimlere açılabilen Hypios Nehri ağzı (Melenağzı) aynı zamanda korunaklı bir liman görevi de görür. Ayrıca Roma İmparatorluk Dönemi, Prusias ad Hypium kent sikkelerinde Nehir Tanrısı Hypios betimlenmiştir. Buna ilave olarak sikkeler üzerinde görülen gemi betimlemeleri, kentin deniz aşırı ticari faaliyetlerini göstermesi açısından önemlidir. Bu yolla Prusias ad Hypium malları Herakleia Pontike, Perge, Olbia, Tomis ve Pantikopaion gibi önemli kentlere ulaşmış olmalıdır.
Bu yayın, Prusias ad Hypium antik kenti tiyatrosunda yapılan arkeolojik kazıların güncel bilimsel verilerini bilim dünyasıyla paylaşmayı amaçlamaktadır. Günümüz Düzce ili sınırlarında kalan antik Prusias ad Hypium antik kenti, Bithynia Bölgesi’nin en önemli kentlerinden biridir ve ne yazık ki büyük oranda modern yerleşimin altındadır. Tiyatro bu kentin günümüze kadar korunan tek anıtsal yapısıdır. Tiyatro kentin güneye bakan yamacı üzerinde inşa edilmiştir. Üç bölümlü ve altı tonozlu girişe sahip caveası, yarım daireyi aşan orkestrası ve üç kapı ve altı pencereye sahip sahne binası ile oldukça görkemli bir yapıdır. Geç Hellenistik-Erken İmparatorluk Dönemi’nde inşa edilmiş olan tiyatro, Yunan ve Roma özelliklerini bir arada göstermektedir. Bu sebeple önemli geçiş tiyatrolarından biridir. Yapılan kazılarda ortaya çıkan mimari elemanlar ile bazı yazılı kanıtlarla tiyatronun İS 2. yüzyılda geniş çaplı bir yenileme geçirmiş olduğu anlaşılmaktadır. 2020 yılı kazıları ile de tiyatronun planının anlaşılması ve belgelenmesi mümkün olmuş, daha önceki yıllarda tiyatro hakkında çalışmalar bilim insanlarının ortaya koyduğu planlar ve bilgiler kesin şekilde değişmiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.