The safety culture plays an important role in reducing deaths and injuries in many sectors and educational institutions in developing countries. In this study, it was aimed to determine the occupational health and safety (OHS) course, which is taught as a compulsory course in Istanbul Aydın University before taking the course at the beginning of the term and after taking the course at the end of the term, the difference in occupational safety knowledge level and the level of perception of occupational safety culture. A total of 281 questionnaires were deemed valid. For the research, two different surveys were used to measure. Considering the results, there are positive differences in the knowledge level of the students before and after taking the OHS lesson. It has been determined that the safety culture does not change according to demographic information. OHS should be taught to every student in the universities. Keywords: Occupational health and safety, Occupational safety education, Occupational health and safety lesson, Safety culture
ÖzGüvenlik iklimi, güvenlik kültürünün bir alt boyutu olarak işletmelerde güvenli davranışları ve güvenlik tutumlarını etkileyen bir olgudur. Güvenlik performansı ise güvenlik ikliminin sonucu olarak işletmenin güvenlik seviyesini nicel olarak gösteren bir kavramdır. Literatürde yer alan çalışmalar incelendiğinde güvenli olmayan davranış, kazaların meydana gelmesindeki belirleyici faktörlerden biridir. Bu bağlamda, Neal, Griffin ve Hart tarafından geliştirilen güvenlik iklimi ve güvenlik performansı ölçeklerinin çeviri çalışması ve faktör analizi yöntemi ulusal literatürde ilk defa kullanılmıştır. Bununla birlikte yapısal eşitlik modeli (YEM) ve yol analiz yöntemleri kullanılarak iki kavram arasındaki korelasyonun incelenmesi amaçlanmıştır. Eğitim, sağlık, hizmet, sanayiüretim ve diğer olmak üzere toplam 6 sektörden 317 katılımcı katılım göstermiştir. Faktör analizi sonuçlarına bakıldığında faktör yüklerinin 0,40 ile 0,95 arasında olduğu görülmektedir. Güvenilirlik analizi sonuçları 0,91 ve 0,97 arasında görülmektedir. Orijinal ölçekten farklı olarak, yapılan analizler sonucunda ölçeğin toplam 36 soru ve 4 faktör oluştuğu sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak, güvenlik iklimin güvenlik performansını etkilediği ve güvenlik bilgisinin hem doğrudan hem de dolaylı olarak, güvenlik motivasyonun ise doğrudan güvenlik performansı üzerine etkisi olduğu saptanmıştır. Bununla birlikte Türkiye'de İSG eğitimlerinin eğitim ve öğretimin her derecesinde yer verilmesi ve nitelik ve nicelik bakımından artırılması gerektiği ortaya çıkmıştır.
COVID-19 pandemisi sürecinde virüsün yayılmasını önlemek için birçok tedbir alınmıştır. Alınan tedbirler doğrultusunda insanların günlük hayatlarında önemli değişiklikler yaşanmıştır. pandemiden en fazla etkilenen gruplardan biri olduğu düşünülen üniversite öğrencileri üzerinde üniversitelerde yüz yüze eğitimden online eğitime geçilmesi de bazı sorunları beraberinde getirmiştir. Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin COVID-19 korku düzeyleri tanılayıcı değişkenlere göre karşılaştırılarak incelenmiştir. Ayrıca katılımcıların COVID-19 korku düzeylerinin yıl sonu not ortalamalarına etkisinin incelenmesi amaçlanmaktadır. İki bölümden oluşan anket İstanbul’da bulunan üç vakıf üniversitesinde 4 yıllık İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Bölümü, 2 yıllık İSG Programı ile mühendislik fakültesinden 120 öğrenciye uygulanmıştır. Analizler için SPSS 25.0 istatistik paket programı kullanılmıştır. Elde edilen verilere göre katılımcıların Covid-19 korkusu orta düzeyde saptanmıştır. Öğrencilerin COVID-19 korku düzeyi puanları ile akademik not ortalaması arasında yüksek düzeyde negatif yönlü bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır. Covid-19 korkusu akademik not ortalamasındaki değişimin %50’sini açıklamaktadır. Covid-19 korkusu akademik not ortalamasını negatif yönde yordamaktadır.
Air transport is considered to be the safest means of transport. However, if an accident occurs, it often ends in catastrophe. Thus, significant efforts have been paid to sustain successful operations in aviation. Several studies have been carried out to understand the underlying reasons for accidents. This study used Fault Tree Analysis (FTA), Failure Mode and Effects Analysis (FMEA) and Causal Analysis based on Systems Theory (CAST) methods to analyse Tenerife aircraft accident and to compare the findings of different methods. The findings showed that while all three methods provided some overlapping findings, the CAST method led to the identification of all causes that were identified by other methods. Considering the nature of the causal factors, FMEA provided more causal factors that are related to organisation and technology than FTA. This study indicates that CAST has a significant value to identify all causes that can be identified by the use of traditional methods.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.