How to Cite This ArticleAksoy A, Sezer Ç, Vatansever L, Gülbaz G: Presence and antibiotic resistance of Listeria monocytogenes in raw milk and dairy products . Kafkas Univ Vet Fak Derg, 24 (3): 415-421, 2018. AbstractIn this study, the presence of Listeria monocytogenes in raw milk and milk products produced from raw milk by traditional method, such as cheese and butter using cultural and molecular techniques and the antibiotic resistances were investigated. Isolation was performed using the FDA technique. Microbact 12L test kit was used for biochemical identification. Genotyping of isolates was done by traditional PCR method. Antibiotic resistance of isolates was determined by standard disk diffusion method. Listeria spp. was detected in 16 (5.3%) of the total 300 food samples according to the biochemical identification results. The highest prevalence of Listeria spp. was in raw milk samples (10%), followed by cheese samples (4%) and butter samples (2%). All 36 Listeria spp. isolates which were obtained from biochemical identification were tested for L. monocytogenes by PCR, and 15 (41.6%) of them were confirmed as L. monocytogenes. According to the antibiotic resistance test results of L. monocytogenes strains, four (26.7%) isolates were resistant to at least one antibiotic while only one (6.7%) had multiple antibiotic resistance. The highest resistance was found against trimethoprim-sulfamethoxazole. It has been determined that L. monocytogenes isolates had the same degree resistance against penicillin G, meropenem, amikacin and vancomycin. In conclusion, the presence of L. monocytogenes which has been detected in dairy products made from raw milk and in raw milk itself may constitute a potential risk for public health. Çiğ Süt ve Süt Ürünlerinde Listeria monocytogenes Varlığı ve Antibiyotik DirenciÖz Bu çalışmada, çiğ süt ve geleneksel yöntemlerle çiğ sütten üretilen süt ürünlerinde (peynir ve tereyağ) kültürel ve moleküler teknikler kullanılarak Listeria monocytogenes varlığı ve antibiyotik direnci araştırıldı. İzolasyon FDA tekniğine göre yapıldı. Biyokimyasal identifikasyon için Microbact 12L test kiti kullanıldı. İzolatların genetik olarak tanımlanması klasik PCR yöntemi ile yapıldı. İzolatların antibiyotik direnci standart disk difüzyon yöntemi ile belirlendi. Biyokimyasal identifikasyon sonuçlarına göre toplamda 300 gıda örneğinin 16'sında (5.3%) Listeria spp. tespit edildi. Listeria spp. en yüksek çiğ süt örneklerinde bulunurken (%10), bunu peynir örnekleri (%4) ve (%2) tereyağı örnekleri izledi. Biyokimyasal test sonuçlarına göre elde edilen 36 adet Listeria spp. izolatının tümü L monocytogenes yönünden PCR ile test edildi ve 15'i (%41.6) L. monocytogenes olarak doğrulandı. L monocytogenes izolatlarının antibiyotik direnç test sonuçlarında izolatların dördü (%26.7) en az bir antibiyotiğe dirençli iken biri (%6.7) çoklu antibiyotik dirence sahipti. En yüksek direnç trimetoprim-sülfametoksazole karşı bulundu. L. monocytogenes izolatlarının penisilin G, meropenem, amikasin ve vankomisine karşı aynı ora...
This study was carried out to evaluate aflatoxin M1 (AFM1) contamination in the samples of raw cow milk, moldy chechil, kashar and gruyere cheese which are offered to consumers in Kars city of Turkey. For this purpose, a total of 200 samples, including 50 raw milk, 50 moldy chechil cheese, 50 kashar cheese and 50 gruyere cheese were examined. AFM1 levels in the samples were determined by competitive ELISA method. Of the 50 raw cow milk samples analyzed, 22 (44%) were found to be below the AFM1 detection limit (<5.00 ng / L) while 28 (56%) had AFM1 at different levels. AFM1 levels in the samples of moldy chechil cheese, kashar cheese and gruyere cheese were 42 (84%), 36 (72%), and 16 (32%), respectively, which were below the AFM1 detection limit (<112.50 ng/kg) while 8 (16%), 18 (36%) and 34 (68%) of them had AFM1 in terms of positive results. All samples of raw milk and cheese were found to be in compliance with the limits permitted in the Turkish Food Codex and the European Commission in terms of AFM1. According to these results, it is pleasing for the public health that the level of AFM1 in raw milk and cheese samples is below the legal limits. However, the levels of AFM1 contamination in the samples suggested that it could be a potential risk in terms of public health and precaution is needed to be taken for the prevention of the contamination.
ÖzetBu çalışmada baharat ya da çay olarak tüketilen bazı bitkilere ait ekstraktlar kanatlı etinin dekontaminasyonu ve raf ömrünün uzatılması amacıyla kullanılmıştır. Yapılan in vitro denemeler sonucunda kekik ve karanfil hidrodistilatları en etkili olurken, bunları sırasıyla biberiye, defne, reyhan izlemiştir. Sumak ve hibiskus ise bitki sıcak su infüzyonları arasında en etkili olarak belirlenmiştir. İncelenen hidrodistilatlar in vitro koşullarda etkili olurken in vivo koşullarda etkili bulunmamıştır. Sumak ve hibiskus infüzyonu ile kekik ve karanfil hidrodistilatlarının tavuk etlerinde dekontaminant ve raf ömrünü uzatıcı doğal ajan olarak mevcut kimyasal ajanlara alternatif olarak kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Anahtar sözcükler: Hidrodistilat, İnfüzyon, Antibakteriyel, Dekontaminasyon, Raf ömrü, Bitki ekstraktı Decontamination and Shelf-life Potential of Some Herbal Infussions and Hydrodistillates on Chicken Meat SummaryThis study aimed to investigate the possible use of natural spice and tea plants for decontaminating and extending shelf life of poultry meat. In vitro experiments showed that hydro distillate of thyme and clove determined to be the most eff ective antimicrobial sources followed by rosemary, laurel and basil. However, infusion of sumac and hibiscus had more antibacterial activity than that of the others. None of the hydro distillates appeared to be efficient for extending shelf life of the samples despite their in vitro efficiency. Sumac and hibiscus infusions, and thyme and clove hydro distillates have determined to be more eff ective natural herbal sources for decontamination and extending of shelf life of poultry meat as alternatives to chemical agents.
How to Cite This ArticleAksoy A, Sezer Ç: Combined use of laurel essential oil and vacuum packing to extend the shelf-life of Rainbow trout (Oncorhynchus mykiss) fillets. AbstractIn this study, the effect of the combined use of different concentrations of laurel essential oil (1%, 2%) and vacuum packing on the shelf-life of rainbow trout during cold storage was investigated. Laurel essential oil was applied on trout fillets by spraying. In 14 days of storage, the changes in the microbiological (total viable counts, total psychrotrophic bacteria, Pseudomonas, lactic acid bacteria, Enterobacteriaceae, coliforms), chemical (TVB-N, pH) and sensory quality characteristics were observed. Upon microbiological, chemical and sensory analyses, it was found that 2% laurel essential oil delayed microbial spoilage in vacuum-packed rainbow trout, thereby extending shelf-life for approximately 4 days and enhancing sensory characteristics. Therefore, it has been concluded that the combined use of laurel essential oil and vacuum packing is promising in extending the shelf-life of seafood and may be used in food industry. Further, the use of laurel essential oil as an alternative to synthetic additives may be recommended for providing microbial safety hence extending shelf-life of other meat and meat products. ÖzBu çalışmada farklı konsantrasyonlarda defne esansiyel yağı (%1, %2) ve vakum paketlemenin kombine kullanımının soğuk muhafaza boyunca gökkuşağı alabalıklarının raf ömrününe etkisi araştırılmıştır. Defne esansiyel yağı, alabalık filetolarına püskürtme şeklinde uygulanmıştır. 14 günlük depolama süresince mikrobiyolojik (toplam bakteri, toplam psikrotrofik bakteri, Pseudomonas, laktik asit bakterisi, Enterobacteriaceae, koliform), kimyasal (TVB-N, pH) ve duyusal kalite özelliklerindeki değişiklikler izlenmiştir. Yapılan mikrobiyolojik, kimyasal ve duyusal analizler sonucunda %2 defne esansiyel yağının vakum paketlenmiş gökkuşağı alabalığı filetolarında mikrobiyal bozulmayı geciktirerek raf ömrünü yaklaşık olarak 4 gün uzattığı ve duyusal kalite özelliklerini arttırdığı belirlenmiştir. Bu nedenle defne esansiyel yağı ve vakum paketlemenin kombine kullanımının deniz ürünlerinin raf ömrünün uzatılmasında umut verici olduğu ve gıda endüstrisinde kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Ayrıca diğer et ve et ürünlerinin mikrobiyal güvenliğin sağlanması ve dolayısıyla raf ömrünün uzatılması için sentetik katkı maddelerine alternatif olarak defne esansiyel yağının kullanımı önerilebilir.
Bu araştırmada Kars İli'nde üretilip ambalajsız olarak satılan 50 adet dondurma örneği aflatoksin M 1 varlığı yönünden analiz edilmiştir. ELISA tekniği ile yapılan analiz sonucu örneklerden 27 adedinde (%54) Aflatoksin M 1 miktarı <0,005 µg/kg olarak belirlenmiştir. Örneklerin 6 adedinde (%12) toksin miktarı 0,005-0,05 µg/kg'dır. Bununla birlikte, Avrupa Birliği ve Türk Gıda Kodeksi'nde süt ve ürünleri için belirtilen Aflatoksin M 1 limitini (0,05 µg/kg) aşan toplam 17 örnek (%34) tespit edilmiştir. Elde edilen veriler, dondurmaların halk sağlığı açısından tehlike oluşturabileceği ve bu nedenle üretim ve depolama sırasında kontrollerinin ciddi bir şekilde yapılması gerektiğine işaret etmiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.