Plum (Prunus salicina) is among the most important and common fruit species in Turkey. Worldwide, Botryosphaeriaceae family, including significant plant pathogens causes disease in several woody plants including plums. Botryosphaeriaceae-induced dieback and gummosis symptoms have recently been encountered in plum orchards in Adana and Mersin provinces of Turkey. In the present study, morphological and molecular characterization of Botryosphaeriaceae isolates were performed and the obtained isolates were identified as Diplodia seriata, Neofusicoccum parvum and Lasiodiplodia pseudotheobromae. Pathogenicity tests revealed the virulence of all three species. To the best of our knowledge, this is the first report of D. seriata, N. parvum and L. pseudotheobromae causing disease on plums in Turkey.
Faba bean is among common legume crops used as a fresh vegetable in Turkey. Alternaria alternata is one of the main fungal diseases attacking faba bean in Turkey. Investigation of leaf spot disease of faba bean was carried out to find out suitable management strategies under laboratory condition. Five A. alternata (A1, A2, A3, A4, and A5) and five Trichoderma harzianum isolates (T1, T2, T3, T4, and Tc) including control were arranged in complete randomized design factorial, forming a total of 25 treatments. Dual culture plate test revealed that the percentage growth inhibition of A. alternata by T. harzianum was in the range of 53.85 to 82.81 %. In addition, Trichoderma isolates (T2 and T3) were found the most effective with the highest antagonistic activity against A. alternata isolates fungal pathogen caused minimum length and width diameter of leaves lesions. The species of Alternaria and Trichoderma isolates were identified according to cultural characteristics and alignment analysis of ITS sequences in GenBank of NCBI. The results point out that T. harzianum provides the use of high potential antagonists capable of controlling the leaf spot disease of faba bean plant.
Bu çalışmada bir ruhsatlı olmak üzere 11 farklı fungisitin 14 farklı konsantrasyonunun in vitro koşullarda Phoma tracehiphila’nın en virulent izolatlatının (Pt-E10) miselyal gelişimi üzerine etkileri araştırılmıştır. In vitro koşullarda patojenin miselyal gelişimini engellemede cyprodinil (375 g kg-1)+ fludioxonil (250 g kg-1) kombinasyonunun 5 ppm≥ , fluxapyroxad (75 g l-1) + difenoconazole (50 g l-1) fungisit kombinasyonunun 100 ppm≥ uygulama dozları %100 etki ederek en etkili fungisitler olmuştur. cyprodinil (375 g kg-1)+ fludioxonil (250 g kg-1) ve fluxapyroxad (75 g L-1) + difenoconazole (50 g L-1) Bu fungisit kombinasyonlarının EC50 değerleri sırasıyla 0.12 ve 1.23 ppm olarak P. tracehiphila (Pt-E10) için hesaplanmıştır. Azoxystrobin, dithianon ve pyraclostrobin gibi etkili maddeli fungisitler P. tracheiphila’nın miselyal gelişimini engellemede kayda değer bir etki göstermemiştir. Sera denemelerinde ise cyprodinil (375 g kg-1) + fludioxonil (250 g kg-1) ve fluxapyroxad (75 g L-1) + difenoconazole (50 g L-1) fungisit kombinasyonlarının normal dozları hastalık şiddetini engellemede çok etkili değilken, uygulama dozunun iki katı kullanıldığında hastalık sırasıyla %62.6 ile %45.3 düzeyinde engellenmiş, ruhsatlı bakırhidroksit ise hastalığı sadece % 9.8 oranında engellemiştir.
Bu çalışmada, iki farklı lavanta bitkisinden (Lavandula latifolia (Portekiz lavantası) ve L. x intermedia cv. Süper A) erken dönemde alınan çeliklerde in vitro ve in vivo koşullarda köklendirme çalışmaları yapılmıştır. Bitkilerden alınan çelikler ile iki farklı in vivo [Perlit (P), İndol Bütirik Asit (IBA) +Perlit (IBAP)] ve üç farklı in vitro [(Bacto Agar (B), IBA+Bacto Agar (IBAB), Hoagland+IBA+Bacto Agar (HIBAB)] olmak üzere toplamda beş farklı köklendirme denemesi kurulmuştur. Köklenmeye alınan çeliklerde 15 gün sonra uygulamalar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu, en yüksek köklenme oranının IBAB uygulamasından (%89.58) elde edildiği gözlenirken; P, B ve IBAP uygulamalarında herhangi bir köklenme görülmediği saptanmıştır. Türler arasında kıyaslama yapıldığında, Portekiz lavantasının Süper A çeşidine göre daha hızlı ve daha yüksek köklenme oranına sahip olduğu belirlenmiştir. Çeliklerde yapılan uygulama sonrası 30. günde en yüksek köklenme oranının 15. günde olduğu gibi IBAB uygulamasında (%94.31), en düşük köklenme oranının ise B uygulamasında (%12.08) gözlenmiştir. Köklenme olan fideler saksıya alınarak önce nem kontrollü seraya, Nisan ayında da sağlıklı fideler koleksiyon bahçesine şaşırtılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, in vitro ortamda yapılan köklendirme çalışmalarında IBA kullanımının mevsimsel olgunluk beklemeden erken dönem lavanta çeliklerinde köklenmeyi hızlandırdığı saptanmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.