Kardeş kavramı, gündelik dilde aile ilişkilerini anlatmaktan öte bir anlamda kullanılmaktadır.Kardeş söylemi, farklı sosyo-ekonomik ve siyasi haklardan tecrit edilmiş veya arka planda bırakılmış dezavantajlı gruplar için kullanımı medyada oldukça yaygındır. Buna örnek olarak kadınlar, işçiler, Suriyeliler ve engelliler gösterilebilir. Bu makalede "Engelli Kardeşlerimiz" söylemi üzerinden kardeş kavramının ötekileştirici anlamı tartışılacaktır. Engelli kardeşlerimiz söylemi, engelli bireylerin haberlerde ve diğer medyatik temsil kategorilerinde "dramatik" ve "elinden tutulması gereken" bir konuma indirgenmesi, sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Temel olarak medyada kullanılan "kardeş" söylemi ile üretilen damgalama (stigma), ötekileştirme süreçleri engelli bireyler örneği açıklanmıştır. Haberlerin söylemsel olarak incelenmesi, van Dijk'ın temellendirdiği eleştirel söylem analizi ile yapılmıştır.Makalede yüksek tirajlı gazeteler (Sabah, Milliyet, Hürriyet) ve çeşitli yerel gazeteler örneklem olarak seçilmiştir. Bu medya organlarının seçilmesindeki temel sebep ana akım medya sayılmalarıdır. Yanı sıra muhalif gazete ve medya yayın organlarına da bakılmıştır. Bu gazetelerde 2015-2018 yılları arasında "engelli kardeşlerimiz" söylemi kullanılarak yayınlanan haberler analiz edilmiştir. Bu inceleme sonucunda eğitim, sağlık, siyaset, sosyal yardımlaşma gibi toplumsal pratikler içerisinde ötekileştirilen engellilerin, medyada söylemsel karşılığının "kardeş" kavramı olduğu görülmüştür. Kardeş kavramı bu bağlamda hem ötekileştirici söylemi besleyen hem de ötekileştirici pratikler ile beslenen bir söylem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hekimlik ve hemşirelik hastane içindeki önemli meslek alanları olarak karşımıza çıkmaktadır. Hekimlik ve hemşirelik iki farklı meslek olmasının yanı sıra tedavi/bakım süreci içinde bir ekip olarak çalışmaktadır. Bu ekip etkileşimi ile üretilen söylem, rol, sosyal konum ve statü sosyal bir inşa süreci olarak tanımlanabilir. Bu çalışmada hekim ve hemşire arasındaki ilişkisel etkileşim süreçleri Pierre Bourdieu’nun habitus, simgesel şiddet, sermaye, alan, illisio ve doxa kavramları ile tartışılmaktadır. Bu bağlamda hekim hemşire ilişkisi bireysel bir etkileşim olmaktan öte aynı zamanda toplumsal bir olgu biçimi olarak algılanabilir. “Hekim ve hemşire arasındaki etkileşimde, sermaye, ilisio ve doxa gibi kavramların ne anlama geldiği” sorusu üzerine ilk olarak meslek habitusları incelenmiş, ardından mesleki alan, simgesel şiddet, illisio ve doxalar arasındaki ilişki ele alınmıştır. Habitusu “kazanılmış eğilimler toplamı” olarak tanımlayan Bourdieu, failin içinde bulunduğu sosyal dünyanın kurallarına uyumunu sağlayan doxalar ve yine bireyin karşılaştığı durumlar için çeşitli stratejiler geliştirmesine olanak sağlayan illisiolar ürettiğini açıklamaktadır. Bu anlamda hekim ve hemşire kazanılmış eğilimler toplamı sosyal dünyanın kurallarına uyumunu sağlayan doxalar ve çeşitli stratejiler geliştirmesine olanak sağlayan illisiolar üretmektedir. Bu üretim süreçleri hekim ve hemşirenin toplumsal konumları, cinsiyet rolleri, ekonomik, kültürel ve sosyal sermayelerinden önemli bir biçimde etkilenmektedir. Bu çalışmada hekim ve hemşire etkileşimindeki toplumsal bağlam Bourdieucu bir yaklaşımla analiz edilmiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.