HIV risk is a public health concern, particularly for women prisoners who are reentering the community. This article describes findings from focus groups conducted as part of the National Institute on Drug Abuse—funded Criminal Justice Drug Abuse Treatment Studies (CJ-DATS) cooperative agreement to inform the development of a gender-specific HIV intervention for women. Focus group findings indicate that a woman's HIV risk behavior is influenced by relationships: (a) drug and alcohol use are common in relationships, (b) sex is used as a strategy to manipulate partners, (c) trust is often derived from a perceived long-term commitment, (d) perceived safety is influenced by specific partner characteristics, (e) HIV and other sexually transmitted infections were not viewed as potential consequences of risky behavior, (f) feelings of low self-esteem and self-worth become normalized in problem relationships, and (g) women fear rejection if they ask their partners to use protection. Recommendations for developing a relationship-focused HIV intervention for women prisoners at community reentry are discussed.

No abstract

Amaç: Bu çalışmada ilaç uygulamaları ve kan alma işlemi sırasında tamamlayıcı terapiler ve destekleyici bakım uygulamalarını kullanan hemşirelik tezlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Veriler nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi tekniği ile toplanmıştır. Türkiye Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi web sitesinde yer alan tüm hemşirelik ana bilim dalları kontrol edilerek, 2010-2020 yılları arasında yayınlanmış 6855 tezin özeti incelenmiştir. Araştırma kriterlerine uygun 85 tez hazırlanan çizelgeye göre sınıflandırılmıştır. Veriler tanımlayıcı istatistik testleriyle analiz edilmiştir. Bulgular: İncelenen hemşirelik tezleri çoğunlukla son dört yılda olmak üzere en fazla 2017 yılında yapılmış ve tezlerin %76.5’i yüksek lisans düzeyindedir. Tezlerin %65.9’u çocuklar üzerinde yapılırken, en çok Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği alanında (%51.8) yürütüldüğü belirlenmiştir. Uygulamalar çoğunlukla kan alma sırasında (%36.5) yapılmış ve en fazla ağrı (%90.6) değerlendirilmiştir. Uygulamalar sırasında yetişkinlerde en fazla soğuk uygulama (%23.5), çocuklarda ise dikkat dağıtma (%32.8) yöntemi kullanılmıştır. Sonuç: İlaç uygulamaları ve kan alma işlemi sırasında, tamamlayıcı terapiler ve destekleyici bakım uygulaması kullanan hemşirelik tez sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu konuya ilişkin uygulama yöntemlerinin doktora tezlerinde daha fazla kullanılması, yetişkinlerde girişimsel uygulamalarda bu tip araştırmaların ve hemşirelik tez sayısının artması önerilmektedir.

Abstract. Many of the key features of file transfer mechanisms like reliable file transfers and parallel transfers are developed as part of the original system. This makes it makes very hard to re-use the same code for different systems. We address this disadvantage by decoupling useful features of file transfer mechanisms from the implementation of the service and protocol, and instead place these features into the messaging substrate. This will allow us to provide file-transfer capabilities to tools that do not have these features.

No abstract