The EUREF Permanent Network Densification is a collaborative effort of 26 European GNSS analysis centers providing series of daily or weekly station position estimates of dense national and regional GNSS networks, in order to combine them into one homogenized set of station positions and velocities. During the combination, the station meta-data, including station names, DOMES numbers, and position offset definitions were carefully homogenized, position outliers were efficiently eliminated, and the results were cross-checked for any remaining inconsistencies. The results cover the period from March 1999 to January 2017 (GPS week 1000-1933) and include 31 networks with positions and velocities for 3192 stations, well covering Europe. The positions and velocities are expressed in ITRF2014 and ETRF2014 reference frames based on the Minimum Constraint approach using a selected set of ITRF2014 reference stations. The position alignment with the ITRF2014 is at the level of 1.5, 1.2, and 3.2 mm RMS for the East, North, Up components, respectively, while the velocity RMS values are 0.17, 0.14, and 0.38 mm/year for the East, North, and Up components, respectively. The high quality of the combined solution is also reflected by the 1.1, 1.1, and 3.5 mm weighted RMS values for the East, North, and Up components, respectively.
Öz Özel gereksinimi olan bireylerin toplumda bağımsız bir birey olarak yaşamlarını sürdürebilmeleri birtakım ihtiyaçlarının karşılanması ile mümkündür. Bireylerin ihtiyaçları ise onların özelliklerine göre farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar gözetilerek özel gereksinimi olan bireylerin yaşamlarını en az kısıtlayıcı şekilde sürdürerek çağa ayak uydurmalarının sağlanması önemlidir. İçinde bulunduğumuz çağ dijital çağdır. Bireylerin gündelik yaşamlarını devam ettirebilmeleri için, teknolojiyi kullanabilen bireyler olarak yetişmeleri önemlidir. Bu nedenle özel gereksinimi olan bireylerin ihtiyaçları da çağın ihtiyaçlarına göre farklılık göstermektedir. Geliştirilen teknolojik araç gereçlerin ve dijital uygulamaların özel gereksinimi olan bireylere uyumlu hale getirilmesi, bireylerin gündelik hayata katılmalarında ve teknolojiyi etkin kullanmalarında önemli bir unsurdur. Fakat her yeni çıkan teknolojik aracın ve üretilen dijital içeriğin özel gereksinimi olan bireylere dönük özelliklerinin bulunmadığını söylemek mümkündür. Bu nedenle bu araştırmada alan yazın taraması yapılarak özel eğitimde teknoloji kullanımı ile ilgili çalışmaların incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaca uygun olarak çalışmada sistematik bir alan yazın taraması yapılmıştır. Çalışmada 2012-2017 yılları arasında ULAKBİM Sosyal ve Beşeri Bilimler Veri Tabanı altında yer alan Eğitim Bilimleri kategorisinde ulaşılan 56 dergide yayımlanan makaleler içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Yapılan incelemede özel gereksinimi olan bireylere yönelik olarak geliştirilen uygulamaların incelendiği çalışmaların yeterli olmadığı ve bu konuda yapılan araştırmaların sınırlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu araştırmanın amacı, özel eğitim alanında tasarım tabanlı araştırma yöntemiyle yapılmış olan çalışmaların incelenmesidir. Araştırmanın yöntemi sistematik derlemedir. Araştırma kapsamında bir üniversitenin veri tabanı, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi (TÜBİTAK-ULAKBİM) veri tabanı ve Google Scholor yayın dizininde bulunan 22 çalışma incelenmiştir. İncelenen bu çalışmalar belirli değişkenler açısından betimsel analiz yoluyla analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda; ele alınan çalışmaların büyük bir bölümünün eğitsel bir amaç için yapıldığı, çok daha az bir kısmının bireylerin yetersizliğinden kaynaklı bir kısıtlılığa yönelik yapıldığı görülmüştür. Ayrıca çalışmalarda çoğunlukla bir öğretim tasarımının geliştirilmesi, uygulanması ve değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmalarda etkililiğin değerlendirilmesinde genellikle durum çalışmasının tercih edildiği belirlenmiştir. Bunun yanında çalışmaların yapıldığı konulara göre en fazla maddenin halleri ve ısı, okuma-yazma öğretimi ve yaşamımızdaki elektrik konusunun çalışıldığı ortaya çıkmıştır. Tüm bunlarla birlikte veri toplamada en fazla gözlem ve görüşme formlarının kullanıldığı, verilerin analizinde ise çoğunlukla betimsel analizin tercih edildiği tespit edilmiştir. Son olarak, ele alınan çalışmada daha çok olumlu sonuçlara ulaşılmıştır.
Yapılan bu araştırmada ortaokul 6. sınıf fen bilimleri dersi ses ve özellikleri ünitesi kazanımları dikkate alınarak, tamamı çoktan seçmeli sorular içeren geçerlik ve güvenirliği sağlanmış bir başarı testi geliştirmek amaçlanmıştır. Testin geliştirme sürecinde ilk olarak üniteye yönelik kazanımlar belirlenmiştir. Başarı testi için belirtke tablosu hazırlanmıştır. Sonraki aşamada her kazanım başına en az üçer soru olacak biçimde 28 tane soru hazırlanmıştır. Bu 28 soruluk test, alanında uzman kişilerin görüşüne sunularak görüşleri alınmıştır. Testin pilot uygulaması 40 öğrenciyle birlikte yürütülmüş ve süreç sonunda gerekli düzeltmeler yapılmıştır. Hazırlanan test Kahramanmaraş’ta öğrenim gören 211 tane 7. sınıf öğrencisine uygulanmıştır. Excel ve SPSS programlarında verilerin madde analizleri yapılmıştır. Başarı testinin son halinin ortalama güçlük endeksi değeri 0.56, madde ayırt edicilik indeksi ise 0.50 bulunmuştur. Başarı testinin güvenirlik analizi KR-20 değeri hesaplanarak 0.84 bulunmuştur. Sonuçta 24 soruluk çoktan seçmeli içeren geçerligi ve güvenirliği sağlanmış olan bir başarı testi geliştirilmiştir.
Çocuk edebiyatı, bireyin kimliğinin oluşmasına katkı sağlaması açısından önem arz eder. Edebî olmanın yanında didaktik yönü de bulunan bu eseler, çocuk gelişiminin ve edebiyatın ortak noktada buluştuğu önemli bir sahadır. Bireyin kimliğini kazanmasında toplumun kendisine yüklediği misyonla birlikte cinsiyeti de etkilidir. Bireylerin belli bir misyonla yetiştirilmesi düşüncesi bazen açık bazen örtük bir program olarak çocuk edebiyatı ürünlerinde de karşımıza çıkmaktadır. Çocuk edebiyatı ürünlerinde toplumsal cinsiyet rollerinin izi sürüldüğünde büyük ölçüde bu programın da izi sürülmüş olur. Bu çalışmada, Ayla Kutlu'nun Yıldız Yavrusu adlı çocuk romanında toplumsal cinsiyet rolünden hareketle değişen baba figürü üzerinde durulacaktır. Ayla Kutlu'nun çocuk romanlarında toplumsal cinsiyet rolleri, bazen yaşanmış ya da yaşanabilme imkânı olan bir kurmaca dünyada bazen de çağdaş masal formunda karşımıza çıkmaktadır. Yıldız Yavrusu romanında, geleneksel cinsiyet rollerinin yerine modern toplumların aile yapısında şahit olunan cinsiyet rollerinin ikame edildiği; yine bu yapı içinde de özellikle değişen baba figürünün ve bir çağdaş masal diliyle bile olsa örtük bir cinsel kimlik tercih özgürlüğünün ele alındığı görülmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.